"كَانتْ" - Translation from Arabic to Turkish

    • değildi
        
    • oldu
        
    • vardı
        
    • benim
        
    • onun
        
    • geçti
        
    • idi
        
    • olsaydı
        
    • olduğu
        
    • mıydı
        
    Bu Apache'lerin işi değildi. Bizim kendi silahımızın sesi. Open Subtitles ذلك ما كَان من الاباتشي تلك كَانتْ صوت بنادقنا.
    Darlene'in kızı bir masumiyet abidesi değildi. Open Subtitles بنت دارلين الصغيرة كَانتْ لا ملكةَ حفلة راقصةِ.
    benim de zor günlerim oldu ama hiç onun mükemmel olduğunu söylemedim. Open Subtitles نعم، حَسناً، كَانَ عِنْدي أيامُ قاسيةُ وأنا مَا قُلتُ بأنّها كَانتْ مثاليةَ.
    Cebinde bir not vardı, ve o kampüsün diğer tarafındaydı. Open Subtitles أي مُلاحظة كَانتْ في جيبِها، وهو كَانَ عبر الحرم الجامعي.
    benim tatilimde çok güzel geçti. Open Subtitles عطلتي كَانتْ عظيمةَ أيضاً. شكراً للسُؤال عنها.
    Pickett'in hücum yeri Cemetery Ridge idi, Little Round Top değil. Open Subtitles شحنة بيكتس كَانتْ فوق حافة المقبرة و لَيسَ قمةً مستديرةً إلى حدٍّ ما.
    Ve şimdi burada olsaydı yoldaşlarımızı geride bırakmamamız gerektiğini söylerdi. Open Subtitles وإذا هو كَانتْ هنا، هو إجازةُ رأي لا رفيق وراء.
    Annie'min hamile olduğu dönemi hatırlıyorum. Open Subtitles الذي، حقاً؟ ذلك عظيمُ. أَتذكّرُ متى آني كَانتْ حبلى.
    Aslında evlilik yıllarımız o kadar da kötü değildi. Open Subtitles تلك السَنَواتِ المُتَزَوّجةِ ما كَانتْ جميعاً سيئة.
    Aradım ama hafta sonu evde değildi. Open Subtitles حاولتُ، لَكنَّها ما كَانتْ بيتاً كُلّ عطلة نهاية إسبوع.
    Senin de tangon o kadar etkileyici değildi. Open Subtitles تانجوكَ ما كَانتْ لذا رائع، أمّا. أَتكلّمُ حول سلوكِكَ اللّيلة.
    Bu senin için umduğumdan daha ağır bir görev oldu. Open Subtitles هذه كَانتْ مهمةً أقسى نوعاً ما مِنْ أَنِّي مُتَمنّى لَك.
    -Bak o şey İstanbul'da oldu. -Hayır İstanbul'daki depremdi. Open Subtitles إسطنبول لقد كَانتْ كالزلزال لا شيء يُقارنُ بمهمة الأرجنتين
    Ama doğrusu şu ki seninle aramızda ve seninle aramızda sorunlar vardı. Open Subtitles لكن الحقيقةَ تلك الأشياءِ فقط ما كَانتْ صحيحةَ بينك وبيني. وأنت وأنا.
    - Haftalık gazetede fotoğrafın vardı. - Aranıyorum yani, öyle mi? Open Subtitles صورتك كَانتْ في مجلة الأسبوع حَسناً ذلك السؤال له أليس كذلك؟
    benim insanlarla ilişkilerim, Leydi Chabi, tamamen vasıtasız ve doğrudandı. Open Subtitles علاقاتي مَع شعبنا، سّيدة شابي، كَانتْ بعض الشّيء أكثر مباشرة.
    Ve onun gibi biriyle ne kadar çok evlenmek istediğimi yazdım. Open Subtitles كَانتْ عادلة وفقط وحول كَمْ أردتُ لزَواج شخص ما مثلها تماماً.
    Bütün hafta sonu böyle geçti. Tek bir ilginç olay vardı. Open Subtitles عطلة نهاية الإسبوع الكاملة كَانتْ مثل تلك.
    Playboy dergilerini bulup anneme gösteren Frannie idi. Open Subtitles فراني كَانتْ الواحد الذي شوّفَ مستهتريكَ إلى الأمِّ.
    Ve eminim ki eğer burada olsaydı annen de aynısını söylerdi. Open Subtitles وأَنا متأكّدُ إذا هي كَانتْ هنا الآن، أُمّكَ تُخبرُك نفس الشيءِ.
    ..ve nazik adamsın, her zaman olduğu gibi. Open Subtitles الرجل المُحْتَرم أنت دائماً كَانتْ. شكراً لكم.
    Bayan Dolly Parton uçakta mıydı biliyor musunuz? Open Subtitles تَعْرفُ إذا الآنسةِ دولْي بارتون هَلْ كَانتْ على الطائرةِ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more