"كَانَ عِنْدَهُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • varmış
        
    • yoktu
        
    • 'un
        
    • sahipti
        
    Sağlık görevlisinin dediğine göre, göbeğinde bir delik yarası varmış. Open Subtitles الآن، القاضي قالَ بأنّه كَانَ عِنْدَهُ يَثْقبُ جرحاً في بطنِه.
    Mesela bir adamın hayatını tanımlayan bölümü, sonunda varmış olduğu yerdir. Open Subtitles حيث كَانَ عِنْدَهُ يَجيءُ إلى بالنهايةِ. وسيكون أمراً سهلاً يَعمَلُ ذلك هنا، أليس كذلك؟
    Kâtilin, deponuza giriş izni varmış. Open Subtitles القاتل كَانَ عِنْدَهُ الرمزُ إلى كَ المخزن.
    Fakat fazla zamanları yoktu karmaşık dini törenler için, Open Subtitles لكن لأن الرجلَ ما كَانَ عِنْدَهُ الوقتُ للطقوسِ المعقّدةِ،
    Bir randevum yoktu o saate. Open Subtitles ما كَانَ عِنْدَهُ أي مكان لِكي يَكُونَ فقط ثمّ.
    Her yerinde, Cameron'un ve babasının kanı vardı. Open Subtitles كَانَ عِنْدَهُ دمُّ منه وأبوه في جميع أنحاء هم.
    Ebeveynlerin sadece hayatının ilk 18 senesine sahipti. Open Subtitles الآن، أبويك فقط كَانَ عِنْدَهُ أنت لأولاً 18,
    Borcumu ödeyecek parası varmış. Open Subtitles قالَ هو كَانَ عِنْدَهُ الأموالُ لتَغْطية دينِي.
    Dostum, adamın bacasında nalları dikmiş biri varmış. Open Subtitles الرجل، ذلك الرجلِ كَانَ عِنْدَهُ مدخنةُ حمارِ كبيرةِ واحدة.
    Babam bir aralar Roma ve Yunan mitolojisine acayip takıntısı varmış. Open Subtitles النظرة، أبي كَانَ عِنْدَهُ هوسُ كبيرُ مَع روما وأساطير إغريقية
    Yukarılarda dostları varmış. Open Subtitles كَانَ عِنْدَهُ الأصدِقَاء في مَواقِعَ رَفِيِعَةٍ.
    Konuşmak istiyordu. Bana anlatması gereken önemli bir şeyi varmış. Open Subtitles كَانَ عِنْدَهُ شيءُ مهمُ إحتاجَ لإخْباري.
    Katilin silah eğitimi varmış. Open Subtitles القاتل كَانَ عِنْدَهُ تدريب في الأسلحة النارية.
    Roz, 10 yıl önce KACL'de hiç bayan yapımcı yoktu. Open Subtitles روز، قبل عشَر سنوات، كْي أي سي إل ما كَانَ عِنْدَهُ أيّ نِساء منتجاتِ.
    Çünkü zavallı babamın gece saat ikiyle sabah altı arasında izleyeceği bir spor yoktu. Open Subtitles مع ذلك، أَبّ فقير، قَبْلَ أَنْ جاءَ، ما كَانَ عِنْدَهُ رياضةُ للمُرَاقَبَة بين الساعاتِ 2:
    -Üstünde hiç silah yoktu. Open Subtitles هو ما كَانَ عِنْدَهُ أيّ نوع السلاحِ عليه.
    Ama kurbanımızda ısırık yarası yoktu. Open Subtitles فقط، ضحيّتنا ما كَانَ عِنْدَهُ أيّ يَثْقبُ الجروحَ.
    Belki bu ilgisi şey yoktu ki. Open Subtitles الذي لَرُبَّمَا هو ما كَانَ عِنْدَهُ أيّة علاقة بهذا.
    Kral 3. George'un karısı. 15 çocukları oldu. Open Subtitles تَزوّجتْ الملكَ جورج الثّالث، كَانَ عِنْدَهُ 15 طفلُ.
    Wong'un kapasitesi vardı ama sen onu aptal yaptın. Open Subtitles وونج كَانَ عِنْدَهُ موهبة لَكنَّك جَعلتَه أحمق
    Çok olanınki ise, Ron'un DNA'sının yarısıyla aynı. Open Subtitles المساهم الكبير كَانَ عِنْدَهُ نِصْف دي إن أي رون.
    Yaşam-değiştiren bir yortuya sahipti. Open Subtitles كَانَ عِنْدَهُ عيد تغير الحياة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more