| Shelly ne zaman birini bulsa her şeyi cinselliğe alet ediyor. | Open Subtitles | الرجل، عندما شيلي يَحْصلُ على بَعْض العملِ، يَجْعلُ كُلّ شيءَ جنسيَ. |
| Ve kapılardan ve pencerelerden sızacak içeri ve insanları içine çekecek Yolundaki her şeyi yiyip bitirecek. | Open Subtitles | و قد كانت تتسرّبُ إلى النوافذِ و الأبوابِ وتبتلعُ الناسَ. و تَأْكلُ كُلّ شيءَ في طريقِها. |
| her şeyi biliyoruz, ama hiç bir şeyi kanıtlayamıyoruz. | Open Subtitles | نَعْرفُ كُلّ شيءَ. لا يُمْكِنُ أَنْ نُثبتَ شيءَ. |
| Zeki insanlar ve manavlar, herşeyi tartar. | Open Subtitles | الناس والبقالون الأذكياء، أنهم يَزنونَ كُلّ شيءَ. |
| -Asla zamanında varamayacağız oraya. -Ben Hood'un arkasından gideyim izin ver. -Yaptığın herşeyi yok edecek | Open Subtitles | دعْني أَذْهبُ خلف القلنسوةَ هو سَيُحطّمُ كُلّ شيءَ كل ما صنعته صقور الجو من مجد |
| O gelmeden önce İngilizler'le, her şey saat gibi işliyordu. | Open Subtitles | قَبْلَ أَنْ يأتي كان كُلّ شيءَ مظبوط مثل ساعةِ إنجليزيةِ |
| Alevler içindeyken her şeyi unutursun. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَنْسي كُلّ شيءَ بينما تَحترقُ. |
| Bugünlerde bu çocuklar her şeyi çıkarıveriyor. | Open Subtitles | في الوقت الحاضر، هؤلاء الأطفالِ، يَأْخذونَ كُلّ شيءَ. |
| Londra'daki annemi arayacağız ve her şeyi dinleteceğiz. | Open Subtitles | هنكلم أمَّي في لندن و نخليها تَسْمعُ كُلّ شيءَ. |
| Niye herkese her şeyi açıklamak zorundayım ki? | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ أوضح كُلّ شيءَ إلى كُلّ شخصِ؟ لأنني أحضرتك معي |
| İkiniz birlikte, her şeyi hem gördünüz, hem de duydunuz. | Open Subtitles | بينكما أنتم الإثنين . أنت رَأيتَ وسَمعتَ كُلّ شيءَ. |
| Patronu her şeyi bildiğini sanıyor ve Georg'un yerini alacağını sanıp korkuyor. | Open Subtitles | ويعتقدُ بأنّه يعرف كُلّ شيءَ فجعل جورج الذي قَدْ يَحْلُّ محله |
| Diğer bir deyişle, "Ya her şeyi kazanırsın ya da her şeyi kaybedersin." | Open Subtitles | بكلمة أخرى، تَرْبحُه كُلّ شيءَ أَو يَفْقدُ كُلّ شيءَ |
| Biz her şeyi tekrar kurana kadar ofisinde bekleyebilirsin. | Open Subtitles | لا تَقْلقُ. أنت يُمْكِنُ أَنْ تَنتظرَ في مكتبِكَ بينما أعدنَا كُلّ شيءَ. |
| Neden her şeyi karmaşık hâle getiriyorsun? | Open Subtitles | الذي يَعمَلُ أنت يَجِبُ أَنْ تَجْعلَ كُلّ شيءَ معقّد جداً؟ |
| herşeyi kastediyorum.Bunu nasıl yürüttüğün hakkında hiçbirşey bilmiyorum. | Open Subtitles | أَعْني كُلّ شيءَ. أنا لا أعرف أي شئ عن كيفية تدبر هذا |
| Bu üç refakatçi ve 2 içoğlan herşeyi biliyor. | Open Subtitles | هؤلاء المرافقين الثلاثة يعْرفُوا كُلّ شيءَ |
| Onun hakkında herşeyi biliyorum taki birlikte çocuk evinde olduğumuz zamandan beri. | Open Subtitles | عَرفتُ كُلّ شيءَ عنه منذ كُنّا في بيتِ الأطفالَ. |
| herşeyi daha net göreceksin. | Open Subtitles | أنت سَتَرى كُلّ شيءَ جداً أكثر عندما أنا عِنْدي أنت على الأريكةِ. |
| Bak, bilmeni istiyorum ki benim için her şey olmana gerek yok. | Open Subtitles | انظري، أُريدُك ان نعرفي بأنّك ليس عليك ان تكُونَي كُلّ شيءَ لي |
| Benim dairemden senin yaptığın herşey görünüyor aslında. | Open Subtitles | شُقَّتي تُشرفُ على لك، وأنا يُمْكِنُ أَنْ يَرى كُلّ شيءَ بأنّك تَعمَلُ. |
| Burada her şeyin yürümesini sağlayan bir şey de hükümetin insanlardan korkuyor olması. | Open Subtitles | إحدى الأشياءِ الذي يَبقي كُلّ شيءَ يَرْكضُ هنا تلك الحكومةِ خائف من الناسِ. |
| Aslında, herşeyden dolayı beni suçluyorlar. | Open Subtitles | مسألة الحقيقةِ، أنا إتّهمتُ فقط حول كُلّ شيءَ. |
| Her zaman bir Romalı nasılsa öyle giyinir ve herşeyin onların sayesinde olduğuna inanırdı. | Open Subtitles | أفكاره. لفترض، نحن كُنّا رومان وملكناهم كُلّ شيءَ. |
| Birikimlerini kaybetti, Herşeyini kaybedecek. | Open Subtitles | هو يُفْقَدُ حسابَ توفيره، هو سَيَفْقدُ كُلّ شيءَ. |