"لأبيه" - Translation from Arabic to Turkish

    • babasına
        
    • babasının
        
    • babası
        
    • babasını
        
    • babaya
        
    • babasıyla
        
    • babasından
        
    • babanınki
        
    Oğlunun çok yaratıcı bir beyni var. Belki bir gün annesine ve babasına çok para kazandırır. Open Subtitles ابنك لديه خيال واسع جداً ، ربما يوماً ما يحقق لأبيه وأمه الكثير من النقود
    babasına kalırsa da, kendi asi oğlunu korumaktansa dilini kopartır daha iyiymiş. Open Subtitles وبالنسبة لأبيه فهو يفضل أن يقطع لسانه على أن يغطي على ابنه المتمرد
    Asla Babalar Günü kartı atamaz, babasının kucağına oturamaz, asla "Selam, baba", "N'aber, baba", "Görüşürüz, baba" diyemez. Open Subtitles لا يشتري هدية لأبيهلا يذهب لأبيه إلى المعمل لا يقول مرحبا أبي.. ماذا هناك..
    babasının resmi var ya hani ona çok benzeyen. Open Subtitles ، أتعلم هذه الصورة لأبيه تشبهه تماماً أتعتقد أنه هو؟
    Yedi yaşındayken çalışmaya başladım, babam için yerleri siliyordum, babam da kendi babası için çalışmıştı. Open Subtitles لقد بدأت العمل عندما كنت فى السابعة من عمرى بمسح أرضية المنازل الخشبية لأبى التى مسحها لأبيه عندما كان فى السابعة
    Sonra oğlu babasını bulmaya çalışır, nasıl bizon öldüreceğini falan öğrenmek için. Open Subtitles وبعدها قال، أن عاجلاً يستطيع الابن الإنضمام لأبيه عندما يتعلم الصيد أو شيئاً أو مهما كان هؤلاء يفعلون
    Hayır! Ama sürekli babasına o numarayı vermeseydim diye düşünüp duruyorum. Open Subtitles كلا، لكنّني ظللت أفكر إن لم أعط لأبيه هذا الرقم
    Tamam, yani Carter'ın bu adama, babasına hastalığı bulaştırma yolunu bulması için para ödediğini mi düşünüyorsun? Open Subtitles حسناً,أنت تعتقد أن كارتر دفع لهذا الرجل ليكتشف طريقة يستطيع من خلالها أن يعطي المرض لأبيه مثير للاهتمام
    Biri hareket eder ya da bir şey söylerse çocuğun diğer gözünü de çıkartıp babasına yedirin. Open Subtitles أي حركة من أحد أو قول، قُضّوا عين الصبيّ الأخرى وأطعموها لأبيه
    Biri hareket eder ya da bir şey söylerse çocuğun diğer gözünü de çıkartıp babasına yedirin. Open Subtitles أي حركة من أحد أو قول، قُضّوا عين الصبيّ الأخرى وأطعموها لأبيه
    Süleyman babasına verdiği, ...kutsal sözü yerine getirdi ve tapınağın yapımını tamamladı. Open Subtitles و بإستكمال المعبد كان " سليمان " قد أوفى بعهده الأكثر قدسية لأبيه
    Son gördüğü ölüm babasının ki ama onu resimde gördüm, hayalet o değil. Open Subtitles الوفاة الوحيدة مؤخراً التي وجدتها هي لأبيه ولكني رأيت صورة له في منزلهم ولم يكن هو
    Keşke üçünüz orada olabilseydiniz de ona ölmüş babasının kafasını gösterdiğim zamanki surat ifadesini görebilseydiniz. Open Subtitles أتمنى لو ان ثلاثتكم تستطيعون النظر إلى تعابير وجهه عندما عرضت عليه الرأس الحي لأبيه الميت
    babasının rehberliğinde her geçen gün daha da kuvvetleniyor. Open Subtitles إنه ينمو كل يوم تحت الأيدي الدافئة لأبيه
    Bunu buraya gömmüş ki babası onu bulamasın. Open Subtitles لقد قام بدفنها هنا لأنه لا يريد لأبيه أن يمتلكها
    Sürekli yaptığı kötü oyunlar babası ve kardeşleri için utanç kaynağıydı. Open Subtitles فصار إسلوبه المزاح المؤذي و أصبح مصدر إحراج لا نهائى لأبيه و أخوته
    Sürekli yaptığı kötü oyunlar babası ve kardeşleri için utanç kaynağıydı. Open Subtitles فصار إسلوبه المزاح المؤذي و أصبح مصدر إحراج لا نهائى لأبيه و أخوته
    Malcolm'ın, babasını katletmesini canavarca bulmayacak insan var mı? Korkunç gerçek. Open Subtitles ومن لا يرى أن جريمة قتل مالكوم لأبيه جريمة بشعة
    Bencil bir adam hastaneye, ölen babasını görmeye gider yanına oturur ve söyleyecek bir şey bulamaz. Open Subtitles شخصٌ أناني يذهب إلى المستشفى ليرى أباه المحتضر يجلس بقربه، لا يستطيع التفكير بأي شيء لقوله لأبيه
    Bir oğulun babaya olan sevgisi hiçbir şeyle ölçülemez. Open Subtitles حب إبن لأبيه لا يقارن بشئ
    Deniz babasıyla vedalaşırken ona bir söz verdi. Open Subtitles قطع دينيز عهدا لأبيه بينما هو يودعه
    babasından ona acımayacak kadar nefret ediyordu, neredeyse benim kadar. Open Subtitles كانت كراهيته لأبيه, تساوي تقريباً كراهيتي.
    Beyin zarı nöbetlerine baktığımızda, babanınki oğlununkine benziyor. Open Subtitles عندما يصل الأمر للنوبة اللحائية الابن لأبيه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more