Bomboştu. Konuşacak bir ruh bile yoktu. | Open Subtitles | لقد كان فارغا لم يكن هناك أحد لأتحدث معه |
Evet, sadece benim gerçekten Konuşacak birisine ihtiyacım var. | Open Subtitles | نعم, إنه فقط, أنا حقاً بحاجة لأحدٍ لأتحدث معه |
Gidip onunla konuşacağım. | Open Subtitles | سأذهب لأتحدث معه |
- Gidip onunla konuşacağım. | Open Subtitles | -سأذهب لأتحدث معه -لا انتظري ، لا |
Evet, bu, geçen gece konuşmam için ücret aldığım yaşlı adam. | Open Subtitles | أجل،هذا الرجل المسن الذي تم الدفع لي لأتحدث معه الليلة الماضية |
İşten sonra oraya bir uğrarım. Onunla konuşmaya çalışayım bakalım. | Open Subtitles | حسناً ، سأذهب لأتحدث معه لأري . ما يُمكنه فعله |
Bu konuyu konuşmak için Jack'i aradım, o da bana Isabel'in öldüğü gece olanları anlattı. | Open Subtitles | لقد هاتفت جاك لأتحدث معه عن الأمر وأخبرنى ماذا حدث ليلة وفاة ايزابيل |
Eminim konuşabileceğim arkadaşın veya ailen falan vardır. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أن لديك أصدقاء أو شخصاً ما لأتحدث معه |
Bana biraz izin verin, onunla konuşayım olur mu? | Open Subtitles | أعطني لحظة لأتحدث معه |
diğer pek çok konuda ve en azından Konuşacak birisi hakkında. | Open Subtitles | في الكثير من الأشياء الأخرى، و شخص لأتحدث معه خلال ذلك، على الأقل. |
En azından bana Konuşacak birilerini verir diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتبرتُ أخيراً أن لديّ أحداً لأتحدث معه. |
Konuşacak başka kimsem yok. | Open Subtitles | أي شخص آخر لأتحدث معه أنا أسف، يا أخي |
10 dakikaya kadar canlı yayına girmemizi istiyor, sen yeri seç ben de Konuşacak bir üniformalı bulacağım. | Open Subtitles | يريدنا أن نكون على الهواء خلال 10، لذا إختر بقعتك... وأنا سأجد شخص ما لأتحدث معه. |
Bu yüzden Konuşacak birilerine ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لذلك كنت في حاجة لشخص لأتحدث معه |
- onunla konuşacağım. | Open Subtitles | سأذهب لأتحدث معه |
Gidip onunla konuşacağım. | Open Subtitles | أنا ذاهب لأتحدث معه أو معها |
Şimdi izninle, konuşmam gereken daha mühim biri var. | Open Subtitles | والآن، أعذرني، ثمّة شخص أكثر أهمّية لأتحدث معه |
İşten sonra oraya bir uğrarım. Onunla konuşmaya çalışayım bakalım. | Open Subtitles | حسناً ، سأذهب لأتحدث معه لأري مايُمكنهفعله. |
Bu konuyu konuşmak için Jack'i aradım, o da bana Isabel'in öldüğü gece olanları anlattı. | Open Subtitles | لقد هاتفت جاك لأتحدث معه عن الأمر وأخبرنى ماذا حدث ليلة وفاة ايزابيل |
Bence karşılaşmamız bir işaret ve, aslında senin gibi konuşabileceğim birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | و اود ان يكون لدي شخص مثلكِ لأتحدث معه |