| arkadaşlarımıza böyle yapmayız. | Open Subtitles | هذا ليس ما نفعله لأصدقائنا. مـنـتـديـات الـكـيـــف |
| Bizi mutlu eden pek çok şey vardır arkadaşlarımıza birşeyler pişirmek güzel bir kahkaha birilerine bağışta bulunmak. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء التي تسبب لنا البهجة الخبز لأصدقائنا الضحك |
| Yaptığı işe devam etmek için de adam Direniş'teki dostlarımıza milyonlar veriyor. | Open Subtitles | وإبقاء له الحديد في النار ، انه يعطي ملايين لأصدقائنا في المقاومة. |
| Bir şekilde aile değerlerimize sahip çıkmalı ve dostlarımıza saygı göstermeliydim. | TED | وبطريقة أو بأخرى، كان علي أن أٌكرّم قيمنا العائلية وأظهر الاحترام لأصدقائنا. |
| Neden? Kazara arkadaşlarımız falan arar diye mi? | Open Subtitles | يمكن لأصدقائنا أن يتصلوا بنا أو يمكننا الإتصال بهم عندما نشعر بالضجر |
| Kuru erikli kiş, vejetaryen dostlarımız için. | Open Subtitles | فطيرة الكيش بالبرقوق، هذه لأصدقائنا النباتيين |
| Şimdi rahat çemberimizin dışına çıkmamız gerekiyor Batılı dostlarımızın dışına. | TED | علينا الآن أن نصل ما هو أبعد من الدائرة المريحة لأصدقائنا الغربيين. |
| Kontrol edebileceğimiz tek şey düşüncelerimizi arkadaşlarımıza söyleyip söyleyemeyeceğimiz. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي نستطيع التحكمبههو .. قول مانفكر به لأصدقائنا |
| Benimle hiç şansın yok. arkadaşlarımıza eşlik etmek için bulunuyoruz burada. | Open Subtitles | ليس لديك فرصةٍ معي , نحن هنا فقط كدعمٍ لأصدقائنا |
| Bunu arkadaşlarımıza sen mi açıklarsın ben mi? | Open Subtitles | تريدين شرح هذا لأصدقائنا ام انا افعل ذلك؟ |
| Belki de birbirimizde sevdiğimiz en güzel şey, arkadaşlarımıza karşı ne kadar harika arkadaşlar olduğumuzdur. | Open Subtitles | ربما أحد الأشياء التي تٌعجبنا في بعضنا هي كوننا أصدقاء رائعين لأصدقائنا |
| Alçak gönüllü, perde ayaklı dostlarımıza sonsuz minnetralıklarımızı sunalım. | Open Subtitles | امتنان عظيم لأصدقائنا المتواضعين متشابكي الأرجل. |
| Ve Küba Hükümetindeki dostlarımıza, | Open Subtitles | و يمكننا أن نوجة الشكر لأصدقائنا فى الحكومة الكوبية |
| Ama Avustralyalı dostlarımıza iyi niyetimizi göstermek için Bart'ı beş yıl hapse atmak istiyoruz. | Open Subtitles | ..لدفع المال ولكن كإشارة لحسن النية ..لأصدقائنا الاستراليين نود أن نسجن بارت خمس سنوات |
| İngiltere'deki dostlarımıza, umudun işareti, bu mektubu ver. | Open Subtitles | أعط هذه الرسائل المباركة لأصدقائنا في إنجلترا |
| Et birliğinden arkadaşlarımız nezaketen size buradaki etleri hediye ediyor. | Open Subtitles | والآن لمتعتنا الخاصة، ومجاملة ..لأصدقائنا في جمعية اللحوم حياكم الله، وسامحونا على القصور |
| Birlikte takılır ve herşey iyiymiş gibi davranırız... yani,bilirsin,arkadaşlarımız için. | Open Subtitles | أن نقضي الوقت معاً متظاهرين بأن كل شيءٍ على مايرام كما تعلمين .. كرمى لأصدقائنا |
| Antlaşma imzalandığı zaman arkadaşlarımız için artık geri dönüş olmayacak. | Open Subtitles | عندما المعاهدة تُوقّع، يمكننا أن لا نعود لأصدقائنا. |
| Kurye. Paket teslimatı yapıyoruz. İsrailli dostlarımız rica etti de. | Open Subtitles | نحن سعاة بريد نسلم رزمة كخدمة لأصدقائنا الإسرائليين |
| Gerçek dostlarımızın bizi ziyaret edeceği kadar uzak değil, Mr Ferrars. | Open Subtitles | ليست بعيدة بالنسبة لأصدقائنا الحقيقيين لزيارتنا سيد فاريس |
| Şu açıdan baksan anlardın çocuklarımızı, kabilemizi, ve arkadaşlarımızı güvende tutmak üzerine kurulu evrimsel bir fedakarlık dürtümüz var. | Open Subtitles | بشكل تفهمه أكثر لدينا حافز تطوري للتضحية لنسلنا لقبيلتنا، لأصدقائنا لنبقهم على ما يرام |
| Ama kadının cinayet nedenini ortaya çıkarmak, laboratuardaki arkadaşlarımızın işi. | Open Subtitles | ولكن الأمر متروك لأصدقائنا إلى الوراء في المختبر للحفاظ على الدافع لها على قيد الحياة. ماذا تقول؟ |
| Merhabalar deriz! Hazırız, inançlıyız asla yılmayacağız! | Open Subtitles | "لأصدقائنا العنيفون من (سان أنطونيو) نحن قساة ومستعدون للقمة" |
| Firma, sirketi halka açarken biz ilk ücreti ayarlayip sonra da bu hisseleri arkadaslarimiza geri satardik. | Open Subtitles | بينما كنا نبيع أسهم الشركة وضعنا السعر الأساسي لكي تباع لأصدقائنا |