Bak, Buraya gelmek için çok çalıştım. İnan bana, daha fazla mutlu olamazdım. | Open Subtitles | أنظر , لقد عملت بجد لأصل إلى هنا صدقني . لم أكن بهذه السعادة من قبل |
Buraya gelmek için iki barikattan geçtim. | Open Subtitles | كان علي تجاوز حاجزين على الطريق لأصل إلى هنا. |
anahtarım veya param yok, Buraya gelmek için 40 blok yürümek zorunda kaldım, içeri girip ve arkadaşlarımı görmeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | لذا توجب علي سير 40 بناية لأصل إلى هنا و أريد فقط أن أدخل للداخل لأرى أصدقائي |
Ve bugün buraya gelebilmek için neler yaptım bilemezsin. | Open Subtitles | ولا سيّما جهلك بما عانيت منه اليوم لأصل إلى هنا |
buraya gelebilmek için çok çalışma gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن تطلّب الأمر الكثير من العمل الشاقّ لأصل إلى هنا. |
Patenlerle buraya gelmem her zamankinden 14,5 saniye az sürdü. | Open Subtitles | لقد أنقصت 14 ثانية ونصف من الوقت الذي يستغرقني عادة لأصل إلى هنا. |
Sen olmasaydın asla buralara gelemezdim. | Open Subtitles | لم أكن لأصل إلى هنا أبداً بدونكِ. |
Buraya gelmek için gerçekten çok uğraştım. | Open Subtitles | حسناً ، في الواقع لقد مررت بالكثير لأصل إلى هنا |
Buraya gelmek için 500 mil yol teptim. | Open Subtitles | قطعت مسافة 500 ميل لأصل إلى هنا |
Bunca yıl sonra, Buraya gelmek için vazgeçtiğim onca şeyden sonra fedakarlık hiç bu kadar büyük gözükmemişti. | Open Subtitles | بعد كل هذه السنوات... بعد كل شيء فعلته لأصل إلى هنا... التضحية لم تكن عظيمة أكثر مما هي عليه الآن |
Buraya gelmek için zaman yolculuğu yapmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنني لم أسافر بالزمن لأصل إلى هنا |
(Alkış) Ama Buraya gelmek için neler yapmam gerektiğini bir düşünün: 25 terapist, 11 yanlış teşhis, yıllar süren acı ve travma. | TED | (تصفيق) لكن انظروا فيما وجب علي فعله لأصل إلى هنا: 25 اختصاصيًا و 11 تشخصيًا خاطئًا، وسنينَ من الصدمات والعذاب. |
Çünkü buraya gelebilmek için çok uğraştım. | Open Subtitles | لأنى أظن إنى فعلت الكثير لأصل إلى هنا |
Efendim, buraya gelebilmek için çok fedakarlık yaptım. | Open Subtitles | سيّدي، لقد مشيت طريق طويل لأصل إلى هنا |
- buraya gelebilmek için neler yaptım ben. | Open Subtitles | حلقت خارج الجحيم لأصل إلى هنا |
buraya gelmem sandığımdan daha uzun sürdü. | Open Subtitles | أخذ من الأمر وقتاً أطول مما ظننت لأصل إلى هنا |
Sen olmadan buralara gelemezdim. | Open Subtitles | لم أكن لأصل إلى هنا من دونك. |