Gidip yiyecek bir şeyler hazırlayayım. Çekimden izinsiz ayrılmışsın. | Open Subtitles | لكني آسفة جدا سأذهب لأعد لنا شيئا لنأكله لقد كنا متأكدين انك ستنسحب |
Pislik ortadan kaldırıldı. Sadece rahat ol ve ben de yemeği hazırlayayım. | Open Subtitles | لقد أكتفلت بالفوضى تماماً لذا، استرسلي، سأذهب لأعد العشاء |
Öğlen yemeğini hazırlamaya gidiyorum. | Open Subtitles | سأذهب لأعد الغداء |
Ona özel bir akşam yemeği hazırlamak için bu kadar uğraştım. | Open Subtitles | واجهت كل تلك المصاعب لأعد لها عشاءً مميزاً |
Kanıt garajında bir sunum hazırlayacağım. | Open Subtitles | لذا أنا ذاهب لأعد نموذجا في مخزن الأدلة. |
Neyse ki uyuyamamıştım ve çay yapmak için ayaktaydım. | Open Subtitles | من حسن حظي أني عانيت من مشاكل في النوم فنهضت و ذهبت لأعد لنفسي كوب من الشاي |
Bize birer içki hazırlardım, ama içki satma ruhsatı olmayınca bir tek meth yapabilirim. | Open Subtitles | كنت لأعد لنا مشروباً لكن بدون رخصة كحول كل ما استطيع أن اعد هو الميث |
Niye ben gidip simit ve kahve hazırlamıyorum? | Open Subtitles | ونرسل إلى معتقل خليج غوانتانامو! سأذهب لأعد بعض الكعك والقهوة |
İçeri gel de sana önce kahvaltı hazırlayayım. | Open Subtitles | حسنًا، لم لا تأتين للداخل لأعد لكِ بعض الإفطار أولاً. |
Ben mutfakta bir kahve hazırlayayım. | Open Subtitles | سأذهب لأعد بعض القهوة |
- Ben de gidip karaokeyi hazırlayayım. | Open Subtitles | أوه؛ سأذهب لأعد الكاريوكي |
Buraya ruhumu evlilik için hazırlamaya geldim. | Open Subtitles | جئت لأعد روحي من أجل الزواج |
- Yemek hazırlamaya. | Open Subtitles | سأذهب لأعد لكَ العشاء |
Çünkü size bir yer hazırlamaya gidiyorum. | Open Subtitles | أنا أمضي لأعد لكم مكاناً. |
İçki hazırlamak bir yana, sen hazır içkiyi bile bırakmıyorsun! | Open Subtitles | ولكنك تريدين سحب المشروب المعد أصلا لى هل تزوجتنى لأعد لك المشروب؟ ـ لا.. |
Sana bu lezzetli yemeği hazırlamak için çok çaba sarf ettim. | Open Subtitles | لقد عملت جاهداً لأعد لك عشاء لذيذ |
Bizim için biraz yemek hazırlayacağım, tamam mı? | Open Subtitles | سأذهب لأعد لنا بعض العشاء، حسناً؟ |
Güzel. Kendime ılık süt hazırlayacağım. | Open Subtitles | جيد، سأذهب لأعد لي كوب من الحليب الساخن |
Sağlıklı öğle yemeğimi yapmak için burada her şeyim var. | Open Subtitles | لدي كل ما أحتاجه لأعد طعامي الصحي |
Keşke geleceğinizi bilseydim efendim. Bir şey hazırlardım. | Open Subtitles | ،ليتك نبّهتني كنت لأعد شيئاً |
Neden gidip simit ve kahve hazırlamıyorum? | Open Subtitles | سأذهب لأعد بعض الكعك والقهوة |
Akşam yemeği hazırlayacak kadar erken dönemeyebilirim. | Open Subtitles | لن أتمكن من العودة بالوقت المناسب لأعد عشائها |