"لأعز" - Translation from Arabic to Turkish

    • en yakın
        
    • gece en iyi
        
    • en iyi arkadaşını
        
    Okuldayken, en yakın arkadaşıma, sevgilisinin onu aldattığını söylediğimde, benimle bir daha konuşmadı. Open Subtitles عندما قلت لأعز صديقاتي في الثانوية أنني أعتقد أن حبيبها يخونها، لم تخاطبني ثانية قط
    Annemle babam boşanıyorlar kısacası tüm dünyam tam bir felaket ve bilmiyorum, sadece en yakın arkadaşıma ihtiyaç duyuyorum. Open Subtitles والدي تطلقا حياتي كلها مجرد كارثة لا أعرف ، أنا بحاجة لأعز صديقاتي الآن
    Bu en yakın arkadaşımın partisi, geç kalmak istemiyorum. Open Subtitles إنها حفلة مفاجئة لأعز صديقاتي لا أريد التأخر
    Yani dün gece en iyi arkadaşımın eski sevgilisiyle yattım. Open Subtitles حسناً مارست الجنس للتو مع صديقة سابقه لأعز أصدقائي
    Yani dün gece en iyi arkadaşımın eski sevgilisiyle yattım. Open Subtitles حسناً مارست الجنس للتو مع صديقة سابقه لأعز أصدقائي
    Neşeli ve sadık, en iyi arkadaşını içmek gibi! Open Subtitles إنه ممتع ، وجميل ، مثل شربك لأعز أصدقائك
    en yakın arkadaşım ve yeni gelini için bir şarkı söylemiştim. Open Subtitles لقد غنيت أغنية لأعز صديق ليّ وعروسته الجديدة.
    en yakın arkadaşının kendini öldürmesine izin veriyor. Hiçbir şey yapmaz mı insan? Open Subtitles سمح لأعز أصدقائه بأن يقتل نفسه، ولم يقم بشيء
    Bugün en yakın arkadaşlarından birinin bekarlığa veda partisi günü, biliyorsun. Open Subtitles هذه إحدى حفلات توديع العزوبية لأعز أصدقائك
    Düşünsene, havalı, yakışıklı Yahudi oğlan bir ömür bekledikten sonra en yakın arkadaşına nihayet içini açıyor ve kız da bir hafta sonra ölüyor. Open Subtitles فكري في الأمر. فتى يهودي فاتن ووسيم، يقر أخيراً لأعز صديقاته بمشاعره طوال حياته وأنت تريدين الموت بعد أسبوع؟
    ve derhal en yakın arkadaşıma bir maktup yazdım Atlanta'da yaşayan ve11 yaşında bir oğlan babası arkadaşım bir defasında bana, TED و على الفور كتبت خطابا لأعز صديقين لي. في أطلنطا بجورجيا، الذان كانا لديهما ابنا في الحادية عشرة. وكان صديقي المقرب قد أخطأ يوما
    "Gilberte, buradan çıkmam gerek" dediğinde en yakın arkadaşıma hayır diyemezdim. Open Subtitles "جيلبيرتي)، أحتاج للخروج من هنا)" وما كنت لأرفض طلب لأعز صديقاتي
    Dom, bu... hiç konuşmadığım bir kız yüzünden sadece saçma bir kaza yaptı diye en yakın arkadaşıma yaptığım şey. Open Subtitles يا (دوم)، إنه هذا ما فعلته لأعز رفاقي جراء حادث تعرضت له فتاة لم أتكلم معهاً أبداً.
    Yarın bir böbreğimi en yakın arkadaşıma vereceğim. en yakın arkadaşım Barney'ye. Open Subtitles غداً سأتبرع بكليتي لأعز أصدقائي أعز أصدقائي (بارني)
    en yakın arkadaşımı özledim. Open Subtitles -إنّي أشتاق لأعز صديقي لي .
    En iyi arkadaşımı kaybetmiştim. Lauren en iyi arkadaşını kaybetmişti. Sadece normal sohbet etmek istiyorduk. Open Subtitles كما لو اشتقت لأعز اصدقائى لورين اشتاقت لأعز اصدقاءها
    en iyi arkadaşını özleyen birisi gibi. Open Subtitles مثل رجل يشتاق لأعز أصدقائه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more