"لأعطي" - Translation from Arabic to Turkish

    • vermek için
        
    • vermeye
        
    • vermezdim
        
    • şeyim
        
    • vermem
        
    • verirdim
        
    ama kendimi rahat ve kendinden emin hissettiğimde, rekabete bir fırsat vermek için yüksekliğimi biraz azaltırdım. TED ولكن عند شعوري بالثقة والقناعة أُقلل من طولي قليلًا فقط لأعطي المنافسين فرصة
    Oğluna su vermek için bir tas arıyorum, ama eve giremiyorum. Open Subtitles أبحث عن إناء لأعطي إبنك بعض الماء، لكني لا أستطيع دخول المنزل.
    Ve şimdi, birkaç çocuğa, derslerini vermeye gidiyorum. Open Subtitles والآن ، سأذهب لأعطي درساً لبعض أطفال
    Kızınıza hak ettiği her şeyi vermeye yetecek yaştayım. Open Subtitles كبير كفاية لأعطي ابنتك كل شيء تستحقه
    13 yaşında bunun için neler vermezdim. Open Subtitles كنت لأعطي أي شيء مقابل ذلك عندما كنت في الثالثة عشر
    Hak etmeyen birine o üniformayı vermezdim. Open Subtitles لم أكن لأعطي الزي الرسمي أبداً لشخص لم يستحقه
    Verecek hiçbir şeyim yok. Open Subtitles لأنني ليس لدي أيّ شئُ لأعطي.
    Her şeyi açığa kavuşturmak istiyorum seninle taşak geçiyordum. Kızına uyuşturucu falan vermem. Open Subtitles ,أريد فقط التوضيح أنني كنت أمزح فقط لم أكن لأعطي أبداً مخدرات لإبنتك
    Müdür olsaydım, adamlarıma 24 saat daha verirdim. Open Subtitles إن كنت مديراً كنت لأعطي رجالي يوماً آخراً
    Değiştiğim izlenimini vermek için bu toplantılara katılıyorum. Open Subtitles لهذا أتيت إلى هذه الإجتماعات لأعطي أنطباع أنني تغيرت
    Oğlumuza en iyisini vermek için canım çıkıyor, ve eğer paramız hala yetmiyorsa, bu benim yüzümden değil. Open Subtitles أبذل قصارى جهدي لأعطي الأفضل لإبننا فإذا كان هناك نقص، فهو ليس بسببي
    Bana da o emirleri vermek için Albay'dan emir gelmişti. Open Subtitles وأنا تلقيتُ الأوامر من قبل العقيد لأعطي هذه الأوامر.
    Martin bu çok hoş ama çocuğu sevgi dolu bir aileye vermek için anlaşma yaptım bile. Open Subtitles مارتين , هذا لطف كبير لكنني, رتبت الامر لأعطي الطفل
    Sadece, bu kazlara istediklerini vermek için buradayım. TED انا هنا فقط لأعطي الاوز ماتريد
    Bunu birine vermek için uzun süredir bekliyordum. Open Subtitles انتظرت وقت طويل لأعطي هذا لشخص ما
    Bayan Marge Simpson. Buraya size sanat dersi vermeye geldim. Open Subtitles أنا (مارج سمبسون) جئت لأعطي دروساً في الفن
    Herşeyimi vermeye hazırım. Open Subtitles أنا جاهز لأعطي الفريق
    Celia'ya doğumgünü hediyesini vermeye geldim. Open Subtitles لقد أتيت لأعطي (سيليا) هدية عيد ميلادها
    Bunun için nelerimi vermezdim, biliyor musun? Open Subtitles هل تعلم ماذا كنت لأعطي مقابل ذلك؟
    Başka bir adama vereceğini bilseydim benimkini Isobel'e vermezdim. Open Subtitles و أنا ما كنتُ لأعطي خاصتي لـ(إيزابل) علمتُ أنها ستسلمه إلى شخصٌ آخر.
    Görebilmek için neler vermezdim. Open Subtitles كنت لأعطي أيّ شيء لأرى ذلك.
    Ne kadar çok verecek şeyim olduğunu. Open Subtitles {\cH031309\3cH457A17} وكم معي لأعطي
    Beş dolar için kavrulan bir adama bu nehrin suyundan bir yudum vermem. Open Subtitles خمسة دولارات لا تكفي لأعطي رجلاً ظمآناً شربة ماء من هذا النهر
    Eğer Hitler cehennemi istila etseydi şeytana bir şans verirdim! Open Subtitles لو إقتحم هتلر الجحيم لأعطي الشيطان مراجع له

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more