Size yaratıcı çözümlerin dünyayı kurtarabileceğini söylemek için buradayım, yaratıcı çözümler ve oyun. | TED | أنا هنا لأقول لكم أن التصرفات الخلاقة، بإمكانها إنقاذ العالم السلوك الخلاق واللعب |
Sizi buraya, eski üstadımla olan anlaşmanızın artık hükümsüz olduğunu söylemek için çağırdım. | Open Subtitles | لقد أحضرتكم إلي هنا لأقول لكم أن أتفاقكم مع سيدي السابق قد لُغيّ. |
Şimdi sizlere şunu söylemek için burdayım: Hayalini kurduğumuz gelecek nihayet kapımıza kadar geldi. | TED | وأنا ھنا لأقول لكم إن المستقبل الذي كنا نحلم به، بات أخيرا قابَ قوسين أو أدنى. |
Önümüzdeki 100 yıl, bu mikroskobik yaratıkların problemlerimizin çoğunun çözümünde rol alacağını söylemek için buradayım. | TED | أنا هنا لأقول لكم أن الـ100 سنة المقبلة ستعرض هذه الكائنات المجهرية وهي تقوم بحل المزيد من مشاكلنا. |
Biraz gecikmiş de olsa, buraya bir şeylerin hiç de yolunda olmayabileceğini söylemek için geldim. | Open Subtitles | نحن قليلا خارج المسار. جئت هنا لأقول لكم أعتقد إن هناك شيء خطأ. حسنا. |
Size basınla konuşmama izin verilmediğini söylemek için geldim. | Open Subtitles | لقد خرجت لأقول لكم انه لا يسمح لي بالحديث الى الصحافة في هذا الوقت |
Ama bu gece dertlerinden kurtulmuş %100 iyileşmiş olarak uyanacaksın ve ben de bunu söylemek için yanında olacağım. | Open Subtitles | ولكن هذه الليلة كنت أعقاب ستعمل حتى في الانتعاش، و 100٪ على ما يرام، وسوف أكون هناك لأقول لكم ذلك. |
Bildiklerimi söylemek için böylece ifademin dokunulmazlığa değer olup olmadığına karar verebilirsin. | Open Subtitles | لأقول لكم ما أعرف حتى تتمكن من الحكم إذا شهادة صادقة مزايا الحصانة. |
Ve ben size bunun yanlış olduğunu söylemek için buradayım. | TED | و أنا هنا لأقول لكم أن معلوماته خاطئة |
Katie, gittiğimi söylemek için geldim. | Open Subtitles | # كنت نفس # كاتي، جئت هنا لأقول لكم سأرحل. |
O yolu izlemediğimi sizlere söylemek için karşınızdayım. | Open Subtitles | جئت لأقول لكم أنني لن أتبع خطاه |
Şunu söylemek için buradayım: Artık yeter. | TED | أنا هنا لأقول لكم: هذا يكفي. |
Size bunu söylemek için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لأقول لكم هذا. |