Dedim ki ara, seni koca ödlek. Bebek annesini mi arıyor? | Open Subtitles | قلت إتصل بها أيها الطفل ، الطفل يحتاج لأمه |
annesini öldürmeye kalkıştın. Bu yüzden Michael Westen'ı nasıl bulacağını düşünmene gerek yok. | Open Subtitles | لقد أرسلتي قاتل لأمه لذا لا تقلقي من إيجاد مايكل |
Ana karakterden bir alıntı var, Arnold kim olduğu ve yaşadığı hayat hakkında annesiyle konuşuyor. | TED | وكانت هناك تلك الجملة التي قالها أرنولد ، الشخصية الرئيسية ، لأمه عندما كانوا يتشاجرون عنه وعن حياته التي يعيشها. |
Siyah telefonda annesiyle konuşuyordu. | Open Subtitles | الهاتف الخليوى الاسود كان الذى تحدث به لأمه |
Ben yavaşça onun hayatını alırken O bir bebeğin Annesi için ağladığı gibi senin için ağlıyordu. | Open Subtitles | لقد طلبت مثل طفل صغير يبكي لأمه عندما أطفئت حياتها ببطئ |
Annesi imzalasın diye A yazan bir not kağıdı lazım. | Open Subtitles | المرحلة الأولى هي كشف نقاط يحمل علامة "ممتاز" ليريها لأمه |
Ama bir anneye çocuğunu ya da bir kadına eşini geri veremeyeceksin. | Open Subtitles | لكن لايمكنكِ إرجاع الطفل لأمه أو الزوج لزوجته |
- Annesine güzel bir mektup yaz. | Open Subtitles | -تأكد من كتابة رسالة لطيفة لأمه |
annesini dağa taşıyamadı. | Open Subtitles | رفض أن يسمح لأمه بالصعود للجبل |
Mike hep annesini ne kadar özlediğinden bahsederdi. | Open Subtitles | مايك دائما كان يقول كم هو مشتاق لأمه |
McKean annesini tanımak istiyor. | Open Subtitles | ليتسنى لأمه التعرف عليه |
Böylece Micheal, annesini yardıma ihtiyacı olduğuna ikna etmeye karar verir. | Open Subtitles | وذهب (مايكل) لأمه ليقنعها أنها بحاجه للمساعدة |
Babasını annesini öldürmekle suçluyordu. | Open Subtitles | هو يلوم والده على ما حدث لأمه |
Karartmadan birkaç dakika önce, siz tanıklar tutuklunun annesiyle vedalaştığını söylüyorsunuz. | Open Subtitles | دقائق قليلة قبل حظر التجول , أنت شهدت هذا السجين , يقول وداعا لأمه |
annesiyle İtalyanca konuşuyordun. | Open Subtitles | لأنكِ كنتِ تتحدثين لأمه بالإيطالية |
Küçükken birlikte oynarlardı annesiyle arkadaştım. | Open Subtitles | كانا يلعبا سويا ً لأني كنت صديقة لأمه |
- annesiyle konuşacağım, gerçeği bilmeli. | Open Subtitles | أتحدث لأمه لأري أن كانت تعلم الحقيقة |
Ben de iki saattir burada içiyorum ve neden biri Annesi için üçlü ayarlamaya çalışır diye düşünüyorum. | Open Subtitles | وأنا كنت أشرب الخمر لمدة ساعتان، أحاول أن أعرف لم قد ينظم أبن ميعاداً لعلاقة ثلاثية لأمه |
Annesi de bu sayede duygularıyla oynayabildi. Ve ne olursa olsun annesinin intikamını almak istedi. | Open Subtitles | وهذه طريقة تمكنها من اللعب بعواطفه وأراد الانتقام لأمه مهما كان الثمن |
- Hayır. Aslında evet. Annesi için bir şeyler aldığını söyledi. | Open Subtitles | في الحقيقة قال انه يشتري شيء لأمه |
Kendiniz söylemiştiniz, bebeğinizin bir anneye ihtiyacı var. | Open Subtitles | ,أعني, لقد قلتَ ذلكَ بنفسك الطفل يحتاج لأمه |
Ordu, özel eşyalarını annesine geri yolladı bile. | Open Subtitles | أرسل الجيش أغراضه الشخصية لأمه |
Sınıfta diğerlerinden biraz daha büyük bir çocuk vardı, çünkü bakıcı aile dönemi süresince okuldan geri kalmıştı, annesinin cinayetine tanık olmuştu. | TED | كان هناك طفل في الصف أكبر من البقية. لأنه كان عالقاً في نظام الرعاية للتبني، بسبب رؤيته لأمه تقتل. |