"لأنظر" - Translation from Arabic to Turkish

    • bakmak
        
    • bakmaya
        
    • bakacağım
        
    • bakıp
        
    Daha açık olman gerek Jack. Pendereden bakmak gibi bir şansım yok. Open Subtitles كن أكثر تحديداً , لم يتثنى لى الفرصه لأنظر من النافذه
    Selam koca adam, sadece çiçeklere bakmak için uğradım. Open Subtitles مرحباً ، ايها الرجل الكبير ، لقد اتيت فقط لأنظر الى الورود
    Yani, buraya hayatımın en büyük mücadelesini bırakıp haritaya ve çamura bakmak için geldim. Open Subtitles هل تركت أصعب و قت في عملي و أتيت هنا لأنظر لخريطه في الوحل؟
    "Ertesi günün sabahında, küçük bahçeye bakmaya gitmiştim." Open Subtitles في وقت مبكر من صباح اليوم التالي" "ذهبتُ لأنظر في الحديقة الصغيرة
    Tamam.Sanırım şimdi sütyenine bakmaya gideceğim. Open Subtitles سأذهب لأنظر إلى صدرياتكِ الآن.
    O anda kendime söz verdim: Insanlarla ilgilenirken o iki saniyemi ayırıp onlara bakacağım ve göz kontağı kuracağım. TED و في تلك اللحظة أقسمت: أنني خلال تعاملي مع الناس سأخصص ثانيتين، لأنظر إليهم، وأتواصل معهم بصريًّا.
    Buraya gözlerinin içine bakıp, artık üstümde etkin olmadığını söylemeye geldim. Open Subtitles أتيت إلى هنا لأنظر بعينيك وأخبرك بأنك ليس لديك قوة علي
    Tutuklama raporuna bakmak için adliyeye gittim, ama mühürlenmişti. Open Subtitles لقد ذهبتُ إلى المحكمة لأنظر في تقرير الإعتقال لكنّه كان مختوماً
    İki Numaranın ölmüş bedenine bakmak istedim, ve, bak sen, burda değildi. Open Subtitles لأنظر إلى جثة الرقم إثنان المتجمدة ولينظر الجميع, إنها ليست هنا
    Arkadaşım bana bodrum katında bir daire bakmak için getirdi. Open Subtitles صديقي دلّني الى هنا لأنظر الى هذا الشقة لم تعجبني الشقة
    Üniversiteden beri dokunmadım hiç o zaman da anahtarımı ararken altına bakmak içindi. Open Subtitles لم المس واحداً مند كنت بالكلية وحتى عندها كان فقط لأنظر تحته لأجد مفاتيحي
    Sana bakmak çok sıkıcı. Open Subtitles -الآن أنت تجعلني مسليا -أأمل ذلك ، أنت لست مسليا لأنظر اليه
    Testislerinde sebepsiz kaşıntısı olan hastaya bakmak için mi? Open Subtitles طفح غريب على كيس صفن مريض لأنظر عليه؟
    Bunca yolu, Bay Kernan yazısında benim, babamdan utandığımı söyleyen ve bunu gazeteye basan adamın gözünün içine bakmak için geldim. Open Subtitles لقد قطعت كل تلك المسافة، سيد كيرنان لأنظر بعيني الشخص الذي تجرأ، على نشر... أكاذيب، عن أنني خجل من والدي
    Yukarı çıkıyorum. Malzemelerime bakmaya. Open Subtitles سأصعد للأعلى ، لأنظر في القماش الخاص بي
    - Bunu geçebiliriz bunu da geçebiliriz. bakmaya bile değmez. Open Subtitles وهذا، ماكنت لأنظر إليه
    Charlie, sana evlere bakmaya gitmek istemediği söylemiştim. Open Subtitles (تشارلي), اخبرتك انني لا اريد الذهاب لأنظر الى المنزل.
    Roma'ya gittiğimizi anlatırken bakacağım bir şey olacak böylece. Open Subtitles وبعدها بوسعي أن أملك شيئاً لأنظر إليه عندما أخبر قصة عن ذاك الوقت الذي كنا فيه في روما
    Hayır, önce bir bakacağım dedim. Open Subtitles أمره في لأنظر فرصة تمنحيني أن يعني إنه لا,
    Ufka bir bakacağım. Belki bir şeyler görürüm. Open Subtitles سأقوم بفحص الأفق لأنظر إن كنت سأرى أي شيئ
    Kafesin içine bakıp kurda hoş geldin diyebilme fırsatını yakaladım. Open Subtitles سنحت لي الفرصة لأنظر داخل القفص وأحيّي الذئب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more