Bu akşam sahnedeki öpüşmemizin rol icabı olduğunu söylediğin için. | Open Subtitles | لأنك قلت أن تلك القبلة على المسرح كانت مجرد تمثيل. |
Fazla uzun sürmeyeceğini söylediğin için partiye geldim. | Open Subtitles | وافقت على مجئ فقط لأنك قلت بأننا لن نمكث فترة طويلة |
Şölene tek başına gitmenin kendini yalnız hissettirdiğini söylediğin için. | Open Subtitles | هذا لأنك قلت بأنك ستكون وحيداً في المهرجان |
Bu arada, sen açı ile park etmiyim dediğin için yolcu kapımda kocaman bir göçük var. | Open Subtitles | بالمناسبة, هناك ضربة كبيرة على باب سيارتي الجانبي لأنك قلت لي بألا أركنها بشكل منحني |
Çin'deyken Metropolis'teyim dediğin için mi yoksa en başından beri annenle birlikte çalıştığın için mi? | Open Subtitles | أتعتذر لأنك قلت إنك في ميتروبوليس في حين كنت في الصين أم لأنك كنت تعمل مع أمك طوال الوقت |
Ama 15 yıldır soğan yiyemiyorum çünkü sen kaka gibi koktuklarını söyledin! | Open Subtitles | لم آكل بصل منذ 15 سنة لأنك قلت انها برازٌ كريه الرائحة |
Sen dedin diye kimseye kucak dansı yapmayacağım. | Open Subtitles | لن أعطي أحدا رقصة الحضن لأنك قلت هذا |
- Siz diyorsunuz diye bunu öylece görmezden gelemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا فقط تجاهل ذلك لأنك قلت بهذا |
Sen kürtajı onaylamadığını söylediğin için öyle konuşuyor. | Open Subtitles | إنهم يقولون هذا لأنك قلت أنك لا تحب الإجهاض |
Pazarlık olmayacak ama sen söylediğin için değil. | Open Subtitles | لن تكون هناك مفاوضات، لكن ليس لأنك قلت ذلك. |
Sen onu öldürdüğünü söylediğin için aramayı bıraktık. | Open Subtitles | كان يملكون أشياء علىّ لقد أوقفنا البحث لأنك قلت أنك قتلته |
Kırılamayacağını söylediğin için seni tutmuştuk. | Open Subtitles | لقد قمنا بتعيينك لأنك قلت انه لايمكن لاحد ان يخضعك. |
Sen söylediğin için ateş ettim, ama sen neden vuruldun? | Open Subtitles | أنا أطلقت النار لأنك قلت لي أن أطلق , و لكن لماذا أصبت أنت؟ |
Bebeğin geleceğini söylediğin için işimden ayrıIdım. | Open Subtitles | نعم. لقد استقلت من عملي لأنك قلت أن الطفلة ستصل. |
Ağzımı çok kaygan gösterdiğini söylediğin için parlatıcı sürmeyi bile bıraktım. | Open Subtitles | حتى اننى توقفت عن وضع ملمع الشفاه لأنك قلت قلت انه يجعل فمى فاسق جدا |
Babanın Litvanya mafyasında önemli biri olduğunu söylediğin için tutuklandı. | Open Subtitles | رجال الشرطة اعتقلت داد لأنك قلت لهم انه كان الغوغاء المسمار الليتواني. |
Kırılamayacağını söylediğin için seni tutmuştuk. | Open Subtitles | لقد قمنا بتعيينك لأنك قلت انه لايمكن لاحد ان يخضعك. |
Eşiniz tehlikede, dediğin için burdayım. | Open Subtitles | أنا هنا لأنك قلت أن زوجتى فى خطر |
"Çok yaşa" dediğin için kendini çok özel mi zannediyorsun? | Open Subtitles | تحسب نفسك مميزاً لأنك قلت "يرحمكم الله"؟ |
çünkü sen "Ona ihtiyacın olmaz, yarım saatte döneceğiz" dedin. | Open Subtitles | لأنك قلت: أنت لن تحتاج هذا نحن سنعود في نصف ساعة |
Dedemle yapmadım çünkü sen yardım edeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لم أدع جدي يساعدني لأنك قلت أنك ستساعدني |
İyi adamlara, arkadaşlarımıza... Sen dedin diye. | Open Subtitles | رجال صالحون، أصدقاء لأنك قلت |
- Siz diyorsunuz diye bunu öylece görmezden gelemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا فقط تجاهل ذلك لأنك قلت بهذا |