Seni işten aramamdan hoşlanmadığını bildiğim için geldim. | Open Subtitles | جئتُ لأنني أعرف أنك لا تحبين أن اتصل على المكتب |
İlk salı yaktığını bildiğim için, babanı zehirlediğini düşündüğümü mü sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن لأنني أعرف أنك أحرقت القارب الأول أنني سأظن أنك أذيت أباك؟ |
Bir gelecek hayaline ve savaşacak bir şeye sahip olmaktı, çünkü biliyorum bu mücadele bana ait değil. | TED | كان كامتلاك رؤية للمستقبل وشيء تكافح من أجله لأنني أعرف هذا الصراع ليس صراعي. |
Biliyorum işte. | Open Subtitles | لأنني أعرف ببساطة. |
Ben su anda hayal kurmadığımı biliyorum çünkü bir rüyada olmanın nasıl olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف انني لا احلم الآن، لأنني أعرف كيف يكون الحلم |
- Çünkü galeyana gelecek ve ben onun sinirli olduğu zamanlardan nefret ediyorum. | Open Subtitles | لأنني أعرف أنه هو ستعمل الوجه خارج وأنا أكره عندما يغضب. |
Ve kadınları tatmin etmeyi. Çünkü ben nasıl tatmin edeceğimi biliyorum, değil mi? | Open Subtitles | وإرضاء النساء، لأنني أعرف كيف أرضي امرأة، صحيح ياعزيزتي؟ |
- Evet,çünkü yağ değişimi için... aracını durduran birini tanıyorum. | Open Subtitles | نعم ، لأنني أعرف هذا الفتى الذي ذهب لتغيير الزيت |
Bir şey çalacağını bildiğim içindi ki çalmışsın da. | Open Subtitles | هذا لأنني أعرف أنّكِ ستحاولين سرقة شيء، ومن الواضح أنكِ فعلتِ. |
Alman hakkında da birşey duymak istemiyorum ve Komadakinin Seksi Eşinden bahsetme sakın sürekli aklında o olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أسمع شيئاً عن الألمانيّ ولا تتكلّم عن زوجة الرجل في الغيبوبة لأنني أعرف أنّك تفكّر فيها |
Bugünün intikamını almak isteyeceğini bildiğim için ölmen gerek. | Open Subtitles | ليس بهذا الوقت لانني ساحتفظ بالحقيبة مجاناً لأنني أعرف أنك ستدفع مستحقات هذا اليوم لهذا يجب أن تموت |
Nişanlısının üstündeyken uyuyakaldığını bildiğim için patronum bana çok kızgın. | Open Subtitles | ورئيسي غاضب مني للغاية لأنني أعرف أنه غط في النوم فوق خطيبته |
Bazı insanlar ayrılmak istiyorlar ve çekmemi isteyeceklerini bildiğim için onları filme çekiyorum. | Open Subtitles | هؤلاء الناس يريدون الرحيل، بدأت التصوير لأنني أعرف أنك تريد ذلك. |
Problemli olduğunu bildiğim için sempati duyuyordum ama ayık olsan da aynı boku yiyorsun. | Open Subtitles | أنا أتعاطف معكِ لأنني أعرف أن لديكِ مشكلة لكنك عنيدة ولا تتوقفين عن فعل هذه الامور التافهة |
CA: Aslında bu noktada dinleyicilerimizin görüşünü duymak isterim çünkü biliyorum ki Edward Snowden için farklı reaksiyonlara sahipsiniz. | TED | كريس: أريد أن أخذ رأي بعض الحضور هنا لأنني أعرف أن هنالك ردود فعل مختلفة لإدوارد سنودن |
Son bir nokta, çünkü biliyorum muhtemelen herkesin aklında; bu ne kadara mal olacak? | TED | لكن النقطة الأخيرة، لأنني أعرف أنه ربما يفكر بها الجميع، هي كم تبلغ تكلفة ذلك؟ |
Biliyorum işte. | Open Subtitles | لأنني أعرف. |
- Biliyorum işte. | Open Subtitles | لأنني أعرف |
Kimsenin bilmediği gibi biliyorum, çünkü onun yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف بانه لا يوجد أحد يفعل ذلك لأنني أعرف ما قامت هيّ بفعله |
Ahbap, bu mesajları aldığını biliyorum çünkü sesli mesajlarını nasıl kontrol edeceğimi biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أن الرسائل وصلتك لأنني أعرف كيف أتفحص الرسائل الصوتية لديك |
- Çünkü sonunda nasıl bir adama kalacağını adım gibi biliyorum. | Open Subtitles | لأنني أعرف تحديدًا نوع الشخص الذي كنتِ ستواعدينه. |
Çünkü ben yaşadığımız şeyle bu aptal büro arasındaki farkı görebiliyorum. | Open Subtitles | لأنني أعرف الفروفات بين ما نملكه من مشاعر وبين هذا المكتب الغبيّ |
Çünkü David'i tanıyorum ve onu öğle yemeği niyetine yer. | Open Subtitles | لأنني أعرف ديفيد ، و إنه سيود تناولها على الغداء |
O zamanlar sana korkusuzca defol deme nedenim kesinlikle yanımdan gitmeyeceğini bildiğim içindi. | Open Subtitles | ...السبب الذي كان يجعلني أقول لكِ بلا خوف أن تغرُبي عن وجهي في كل وقت كان لأنني أعرف |
Sadece benden duymanı istedim çünkü bana güvenmenin ne kadar önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | كل ما أردته أن أكون أنا التي تخبرك لأنني أعرف أهمية ثقتك بي |