| Bu hastalıklardan ölmediler, çünkü bu hastalıkların gelişmesi gereken süre kadar uzun yaşamadılar. | TED | لم يموتوا بسبب تلك الامراض لأنهم لم يعيشوا طويلا كفاية ليتطور لديهم المرض. |
| Beni levazıma attılar çünkü kadınların çatışma alanında uçmasını istemiyorlardı. | Open Subtitles | لقد ثم نقلي لأنهم لم يسمحوا للمرأة بالقتال في المعارك |
| - çünkü zaten ilk başta benimle çıktığına inanamamışlardı. | Open Subtitles | لأنهم لم يصدقوا أن هي ستخرج معي من البداية |
| - çünkü başkasını bilmiyorlar. Sizin suçunuz. | Open Subtitles | لأنهم لم يعرفوا شيئا أفضل من ذلك |
| Fakat kendi avukatlarını ayarlamış olamazlardı çünkü hiç telefon görüşmesi yapmadılar. | Open Subtitles | لأن المتهمين أنفسهم لم يكونوا يستطيعون أن يقوموا بذلك و ذلك لأنهم لم يجروا أي مكالمات هاتفية بعد إعتقالهم |
| çünkü daha önce ermin manto görmemişler. | Open Subtitles | لأنهم لم يسبق لهم أن رأوا معطفاً أرمينيّاً. |
| İçtiği sigara olmadığı için bağırıp küfür etmeye başlamış. | Open Subtitles | و بدأت الصّياح و اللّعن لأنهم لم يكن عندهم سجائرها المفضّلة في ماكينة البيع |
| Henüz emin olmadıkları için sana bir şey söylemek istemedim ama bir sürü test yaptırdım ve çok korkuyorum. | Open Subtitles | لم ارد ان اخبرك لأنهم لم يتأكدوا الى الآن ولكن كنت اقوم بتلك الاختبارات والاشياء |
| Tünel bir kaç blok boyunda olmalı çünkü şehrin ortasında öylece kazı yapamazlardı. | Open Subtitles | لا بد أن النفق يحوي على عدة حواجز لأنهم لم يستطيعوا حفره فحسب |
| Onları ikna etmemiz gerekmiyor ancak onlara yardım etmemiz gerekiyor. çünkü onlar daha önce buraya hiç gelmediler. | TED | لسنا بحاجة لإقناعهم، و لكنا بحاجة لمساعدتهم لأنهم لم يصلوا إلى هذا المكان من قبل |
| Bir ay kadar önce, çocuklarımı markete götürmek zorunda kaldım ve bundan şikayet ediyorlardı, çünkü arabaya binmek istemiyorlardı. | TED | منذ حوالي شهر، اضطررت لإصطحاب أطفالي إلى متجر البقالة وكانوا يتذّمرون بشان ذلك، لأنهم لم يرغبوا بركوب السيارة. |
| Bunları, insanların inşa etmiş olması imkânsız görünüyor çünkü insanlar yapmadı. | TED | ويبدو أن الأشخاص لم يقدروا على بناء هذه الأشياء, لأنهم لم يفعلوا. |
| Ama olağanüstü şut yüzdeleri vardı, çünkü onu zorlamadılar. | TED | لكن كان لديهم نسبة تهديف رائعة، لأنهم لم ينموها |
| - çünkü Frank'den başkasını aramadılar. | Open Subtitles | هذا لأنهم لم يشغلوا أنفسهم بالبحث عن أي شخص آخر غير "فرانك"! أوربمالأنه.. |
| - çünkü daha yapmadılar. | Open Subtitles | هذا لأنهم لم يرتكبوها بعد |
| - çünkü kimse yeterince yaklaşamamış. | Open Subtitles | لأنهم لم يقتربوا كفاية |
| Onu öldürdü çünkü hiç bir bilgi alamadı. | Open Subtitles | قتلوه لأنهم لم يحصلوا على أي معلومات |
| Unutulmadılar çünkü hiç ölmediler. | Open Subtitles | لم يتم نسيانهم لأنهم لم يموتو |
| çünkü hiç biri Sven'in cesaretine karşı koyamadı. | Open Subtitles | ♪ لأنهم لم يتخيلوا شجاعة وقوة ♪ ♪ سفين) المبجل) ♪ |
| çünkü daha önce hiç öyle bir şey görmemişler. | Open Subtitles | لأنهم لم يروا أي شبكة أسلاك مثلها من قبل. |
| çünkü daha kendi özlerini bulamamışlar. | Open Subtitles | لأنهم لم يجدوا أفضل خصائلهم بعد |
| çünkü daha önce hep samimi göründü diye mi? | Open Subtitles | لأنهم لم يفعلوا عدة مرات من قبل ؟ |
| Sorgulanmış ama ceset olmadığı için bir şey yapamamışlar. | Open Subtitles | لقد استجوب لكن لأنهم لم يجدوا جثة لم يحاكم |
| Müslüman olmadıkları için hepsi ilahımız namına idam edilmiş. | Open Subtitles | كل رأس مقطوع بأسم ربنا ومخلصنا لأنهم لم يعتنقو الأسلام؟ |