Çünkü itiraf ettiğinizde herkes sizde bir sorun olduğunu düşünür. | Open Subtitles | لأنه حين تعترف الجميع يظنّون أنك تشكو من شئ ما |
Çünkü,bir düşünün,... gerçekten klima ya da... daha serin bir oda istemez misiniz? | TED | لأنه, حين تفكر في الأمر، هل تريد تكييف الهواء حقا، أم أنها برودة الغرفة هو ما تريد؟ |
Çünkü büyük sistemler için tasarlarken hiçbir şey sadece "küçük bir detay" değildir. | TED | هذا لأنه حين تصمم على نطاق واسع، ليس هناك شيء كالتفاصيل الصغيرة. |
Çünkü birini yürürken görürsek, ayak izleri de görürüz | TED | لأنه حين نرى شخصاً يمشي, نحن نرى آثار قدمه. |
Çünkü kurban edilmek üzere seçildiği zaman o kişi bir tanrı olmuş oluyordu. | Open Subtitles | لأنه حين يتم إختياره كأضحية في تلك اللحظة، يصبح هو نفسه إلهاً |
Çünkü, orda olduğum zaman üstümü çıkarıp göğüslerimi ne zaman göstereceğim tamamen bana kalmış. | Open Subtitles | لأنه حين دخلت هناك كان خياري حين اعتليت المسرح وأظهرت صدري |
Kesinlikle öyle. Çünkü kariyeriniz olunca, zaman hiç yetmiyor. | Open Subtitles | هذا صحيح لأنه حين تكون لك مهنة لم يعد لك وقت كافي من اليوم |
Çocukken annem bana kızardı hep Çünkü ne zaman yemeye kalksam, yemekten önce en az 3 kutu yerdim. | Open Subtitles | حين كنت صغيراً، كانت أمي تغضب مني دائماً لأنه حين نأكل بالخارج، كنت دائماً آكل ثلاث علب قبل مجيء الطعام، وحينها أشبع. |
Çünkü dansını izlerken bir tarafım resmen şahlanıyor, tıpkı diğer erkeklere olduğu gibi. | Open Subtitles | لأنه حين أشاهدك ترقصين أصاب برغبة جامحة و الكثير من الناس الآخرين |
Çünkü araştırmamın ne için kullanıldığını öğrendiğimde kaçmaya çalıştım. | Open Subtitles | لأنه حين أدركت ما تستخدم بحوثي لأجله، حاولت تركهم. |
Çünkü, bana kızgın olduğunda boynun aynen böyle uzuyor. | Open Subtitles | لأنه حين تكوني غاضبة مني يبدأ عنقك بالطول إلى ان يصبح هكذا |
Çünkü ilk kaçırılma civarında hastane ziyaretleri durdu. | Open Subtitles | هذا لأنه حين بدأت أول عمليات الإختطاف توقفت الزيارات للمستشفي |
Azametinizin kilidini açan bir anahtardır. Anahtardır Çünkü onu gördüğünüzde siz de o olursunuz. | Open Subtitles | بل هي المفتاح لإطلاق العظمة المتواجدة لديكم إنها المفتاح، لأنه حين ترونها فسوف تصبحونها |
Çünkü birisi kalbimizi gözümüze baka baka incittiğinde en kötü işkencenin bu olduğunu biliriz. | Open Subtitles | لأنه حين يجرح شخص ما قلبنا ويضعه أمام أعيننا سيكون مثل أسوء تعذيب على الإطلاق |
Evet, tabii. Çünkü kurt adam olduğundan beri kendini çok iyi kontrol ediyorsun ya. | Open Subtitles | أجل ، صحيح ، لأنه حين يكون الأمر عن المذئوبين أنت النموذج المثالي للتحكم بالنفس |
Çünkü kanunlara göre "tam olarak değil" ile "hayır" arasında oldukça büyük bir fark var. | Open Subtitles | لأنه حين يكون الأمر متعلقاً بالقانون هناك إختلاف كبير بين ليس بالتحديد ولا |
Çünkü bu kaçınılmaz ayrılık gerçekleştiğinde yeni kupa almak istemiyorsun. | Open Subtitles | لأنه حين يأتي الإنفصال الحتمي أنت لا تريد شراء أكواب جديدة |
Çünkü normal konuştuğum zaman onlarla dalga geçiyormuşum gibi geliyor. | Open Subtitles | لأنه حين استخدم صوتي العادي أشعر أني أسخر منهم، |
- Çünkü funk vazgeçerse, bu iş bitmiştir. | Open Subtitles | لأنه حين تسلك طريق الفانك وتتركه، فتلك هي النهاية |
Çünkü farklı etnik kökenden, dinden ve kültürden çocukların bir araya gelmesinin öğrenme ve yaratıcılık düzeyini zenginleştirdiği kanıtlandı. | Open Subtitles | لأنه حين يجتمع أولاد من مختلف الأعراق و الثقـافـات و الأديـان ثَـبُـت أن ذلك يُقوّي التعلم و الإبداع |