Seni sevemeyeceği için perişansın buna izni olmadığı için ve şimdi de öfkeni bazı iblislerden çıkartmak istersin. | Open Subtitles | أنتِ بائسة لأنه لا يستطيع أن يحبكِ لأنه غير مسموح له وأنت لذالك تحاولين إخراج إحباطك على بعض الشياطين |
Eski dava avukatı, işinin ehli olmadığı için kovuldu. | Open Subtitles | نعم, حسناً, إنظر, المحامي السابق, تم طرده لأنه غير كُفؤ |
Oğlumun komuta almaya hazır olmadığı için böyle bir kadere mahkûm olmasını istemem. Babasının gözünde erkek olduğunu kanıtlama fırsatından da alıkoyamam onu. | Open Subtitles | كنت لا أريد أن يكون ولدي مسئول عن هذا لأنه غير قادر على القيادة أو سأعطيه الفرصه |
Çünkü o gün her şeyi değiştirmişti ve o an bunu farkedememiştim. | Open Subtitles | لأنه غير كل شئ، و أنا لم أعلم بذلك حينها |
Devletin, mal ve hizmet üretme işlerinde olmaması gerekiyor Çünkü bu alanda etkin ve yetkin değil. | TED | ينبغي أن لا تتدخل الدولة في الأعمال التجارية من إنتاج السلع والخدمات لأنه غير فعال وغير كفء. |
Şu an ağrısının olmaması, gittiği anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنه غير موجود الآن لا يعني أنه قد زال |
Kadın türüne ihanetten ve gerçek olmadığı için adını anmadığımız o sesi çıkartmaktan ötürü size... | Open Subtitles | بسبب جرائم خيانة جنس الإناث وبسبب إطلاق صوت يُحرم ذكر اسمه لأنه غير موجود. |
Kadın türüne ihanetten ve gerçek olmadığı için adını anmadığımız o sesi çıkartmaktan ötürü size... | Open Subtitles | بسبب جرائم خيانة جنس الإناث وبسبب إطلاق صوت يُحرم ذكر اسمه لأنه غير موجود. |
%100 güvenilir olmadığı için evde test yapmadım yani Kelly ve ben doktora gitik ve sonuçlar çıkıntı haber verecekler. | Open Subtitles | لا أريد الفحص المنزلي لأنه غير مؤكد فذهبت أنا و " كيلي " إلى طبيب وسيبلغونا لاحقاً بالتفاصيل |
Gut olmadığı için. | Open Subtitles | لأنه غير مصاب بالنقرس |
Normal olmadığı için yasaklayacak mıyız? | Open Subtitles | أيجب منع هذا لأنه غير طبيعي؟ |
Çünkü o tersinmezdir. Sen burada sonsuza kadar kalamazsın, doğru mu? | Open Subtitles | لأنه غير قابل للتعديل، أنت لا تستطيع البقاء هنا طوال الوقت، صحيح؟ |
Bunun anlamı onunla beraber dışarı çıktı ama aslında onunla olmak için çıkmadı Çünkü o gerçekten ilgi çekicek biri değil. | Open Subtitles | هذا يعني أنه سيواعدها لكنه لن يواعدها حقاً لأنه غير مهتم فعلاً |
Çünkü bu bir erkek için doğal değil, sorun olan bu. | Open Subtitles | لأنه غير طبيعي بالنسبة لذكر، هذا هو العيب |
Tek eleştiri, ve insanlar bunu gerçekten eleştirmek istemiyor, Çünkü bu insancıl bir çaba, kâr amacı gütmeyen bir çaba, ve eleştirmek biraz aptalca, açıkçası. | TED | الانتقاد الوحيد، والناس حقيقةً لا يريدون انتقاد هذا، لأنه جهد إنساني، لأنه غير ربحي، وأن تنتقده هو أمر غبي بعض الشيء، في الواقع. |
Şu an ağrısının olmaması, gittiği anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنه غير موجود الآن لا يعني أنه قد زال |