"لأنه هو" - Translation from Arabic to Turkish

    • Çünkü o
        
    • olduğu için
        
    • Çünkü öyle
        
    Poirot'ya değil, Bryan'a sürpriz olacaktır, Çünkü o Bryan'ın yeni filminin öteki başrol oyuncusu. Open Subtitles ليس فقط للسيد بوارو, ولكن لبراين ايضا لأنه هو الممثل المساعد فى فيلمه الجديد
    Mason hakkındaki önsezilerin doğruymuş, ...Çünkü o ve adamları geliyor. Open Subtitles إحساسك عن مايسون صدق لأنه هو والأولاد أتوا
    Çünkü o istemiyor. Open Subtitles لأنه هو ليس كذلك لأنه يختبي في ضل الهضبه ـ ـ ـ
    Bunlar Will Graham'in bir katil olduğu için katil gibi düşünebildiğini bize söylüyor. Open Subtitles ما يخبرنا بأن ويل جراهام يستطيع أن يفكر مثل قاتل لأنه هو قاتل
    Onu uzun zamandır tanıdığın için mi yoksa iğrenç olduğu için mi iğrençti? Open Subtitles كان مقرف بسبب إنكِ تعرفيه منذُ وقت طويل ؟ أو لأنه هو مقرف
    - Çünkü öyle. Benimki de. Open Subtitles لأنه هو , خطى أيضا
    Annenin büyük oğlundan gurur duymasını sağla Çünkü o en iyisi. Yap gitsin. Open Subtitles وأجعل ماما فخورة بولدها الكبير لأنه هو الأفضل
    Annenin büyük oğlundan gurur duymasını sağla Çünkü o en iyisi! Open Subtitles إجعل أمك فخورة بولدها الكبير لأنه هو الأفضل
    Çünkü o, bu bileği kırarak kariyerimin üç yılına mal olan tek kişi. Open Subtitles لأنه هو من كسر كاحلي وأعاق مهنتي ثلاث سنوات
    Sadece harika bir atlet diye, zeki ya da sevimli diye değil Çünkü o cidden, son derece iyi. Open Subtitles وليس فقط لأنه رياضي أو ذكي أو طيب ولكن لأنه هو جيد على نحو خيّر
    Bir peygamber Tanrı'nın mesajını bildiren kişidir ama peygamber olmanın özü uyarıcılıktan geçer, Çünkü o yenilikçidir, bir yenilikçi toplumu uyararak doğru yoldan çıktıklarını onlara söyleyen kişidir. Open Subtitles النبي الذي نعم يأتى ويعلن رسالة الله لكن النبي في الواقع نذير لأنه هو المُصلح المُصلح الذى يُحذر
    gülüşmeler Ama dediğim gibi, Haibao bize çok tanıdık gelmişti. Çünkü o gerçekten de Çin alfabesinde İnsanlar karakteriydi. TED (ضحك) لكن كما قلت ، فإن تميمة المعرض "هايباو" بدا مشابهة جداً لأنه هو حقيقة الرمز الصيني لكلمة "الشعب"
    'Wright' kardeşlerin her zaman nasıl dışarı çıktıklarının hikâyesi anlatılır, beş set parçalarını almaları gerekiyordu, Çünkü o miktar, akşam yemeğine oturmadan önce ne kadar kaza yaptıklarının miktarı. TED كان يحكى أنه في كل مرة كان الأخوان رايت، كانا يأخذان معهما خمسا من معدات الأجزاء، لأنه هو عدد المرات التي سيتحطم فيه نموذجهم قبل العودة لتناول العشاء.
    - Olamaz, Çünkü o bir komedyen. Open Subtitles كلا لا يمكن أن يكون هذا، لأنه هو كوميدي
    Çünkü o babamın beynini yok edenlerden biri. Open Subtitles لأنه هو الذي عبث بتفكير والدي؟
    Çünkü o gece oradaydı. Open Subtitles لأنه هو الشخص الذى كان بهذه الليله
    Güzel tuzak içimizde Çünkü o tuzak, biziz. Open Subtitles ... الفخ الجميل هو بداخلها لأنه هو ذاتنا
    Eğer yarın Bay Ouimet kazanırsa ...bu sadece en iyisi ...olduğu için olacak. Open Subtitles و لو ربح السيد "أوميت" غداً فسيفوز لأنه الافضل لأنه هو يمثل ذاته
    Babası kim olursa olsun, ne kadar parası olursa olsun ...sadece kendi olduğu için! Open Subtitles و ليس بسبب أباه أو كم لديه من المال لأنه هو يمثل ذاته
    Günah işlediğin için. Hayır, kulak misafiri olmayan tek yer olduğu için. Open Subtitles لا, لأنه هو المكان الوحيد الذي أنا لا اكون قد أُسمَع.
    Çünkü öyle. Open Subtitles لأنه هو.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more