| Çünkü arkadaşın senden önce konuşursa bil bakalım kim daha fazla hapis yatacak? | Open Subtitles | لأنَّهُ في حالِ تحدثُ صديقكـ بالحقيقةِ قبلكـ فمن برأيكـَ سيقضي فترةَ عقوبةٍ أطول؟ |
| Çünkü her an bombalı bir psikopat gelip bütün gününü sana zehir edebilir. | Open Subtitles | لأنَّهُ في أي لحظةٍ خاطفة قد يأتي مختلاً حاملاً لقنبلةٍ ويدمرُ يومكَـ وسنينكَـ |
| Ama baba kampa gidemem. Çünkü yavru kuş çıktığında, gördüğü ilk şeye bağlanacaktır. Ve o ben olmalıyım. | Open Subtitles | لايمكنني الذهاب، لأنَّهُ عندما طير صغير يفقس أول شيء يراه، يرتبط معه، أريد أن أكون أنا |
| Çünkü buradan çıkar çıkmaz benden işi bitirmemi istiyor. | Open Subtitles | لأنَّهُ يريدني أن أُنهي المهمة فورَ أن نخرج |
| "Çünkü devasa kanyon adı ona şişmanmış gibi gelir." | Open Subtitles | لأنَّهُ ظنَّ أنَّ وادي جارجانتان جلعُ يبدو سميناً |
| Buraya kadar gelebildik Çünkü silahımız vardı ve güçlüydük. | Open Subtitles | وصلنا إلى هنا لأنَّهُ معنا أسلحة ونحنُ أقوياء, حسناً؟ |
| Çünkü sizi yakalarsa, ölmüş olmayı dileyeceksiniz | Open Subtitles | لأنَّهُ إن أمسكك سوفَ يجعلك تتمنى لو كنتَ ميتاً |
| Çünkü orası onun evi. Aksi takdirde senin toplarını keser ve onlardan yemek yapar. | Open Subtitles | لن تدخل المكان بسهولة لأنَّهُ منزله وسوفَ يقوم بقطع خصيتاك ويطعمكَ إياهم |
| Çünkü duyabilecek bir insan yok. | Open Subtitles | لن يستطيع أحد سماعنا لأنَّهُ لا يوجد أحد كي يسمعنا |
| Çünkü sizi yakalarsa, ölmüş olmayı dileyeceksiniz | Open Subtitles | لأنَّهُ إن أمسكك سوفَ يجعلك تتمنى لو كنتَ ميتاً |
| Kolay olacağını düşünme. Çünkü orası onun evi. Aksi takdirde senin toplarını keser ve onlardan yemek yapar. | Open Subtitles | لن تدخل المكان بسهولة لأنَّهُ منزله وسوفَ يقوم بقطع خصيتاك ويطعمكَ إياهم |
| Çünkü duyabilecek bir insan yok. | Open Subtitles | لن يستطيع أحد سماعنا لأنَّهُ لا يوجد أحد كي يسمعنا |
| Çünkü buradan çıkar çıkmaz benden işi bitirmemi istiyor. | Open Subtitles | لأنَّهُ يريدني أن أُنهي المهمة فورَ أن نخرج |
| /i/illuminati ve amacımız içlerine sızıp karışıklık çıkartmaktı, Çünkü yaptıkları çok salakçaydı. | Open Subtitles | فاصل , أي , فاصل , متنورين و هدفنا كانَ أن نشنَ ضربةً بأقصى خراب ممكن, لأنَّهُ كانَ غباء. |
| Bir de ne var? Şu Mark II'leri de yanıma alayım Çünkü yenisini bulmak zor. | Open Subtitles | أتعلمين ماذا, يجب أن آخذ أدوات التعليم لأنَّهُ من العصب أستبدالها |
| Çünkü ben onların gerçekte nasıl öldüğünü söyleyemiyorum. | Open Subtitles | لأنَّهُ لا يمكنني أن أخبر أحد كيف ماتوا في الحقيقة |
| O zaman kendini kaybetmeden onu kenara çekelim Çünkü öyle olacak. | Open Subtitles | إذاً أبعدهُ جانباً قبلَ أن يتحطم. لأنَّهُ سيتحطم |
| Anomali bulamadık Çünkü ortada anomali falan yok. | Open Subtitles | لم نستطع العثور على هالة لأنَّهُ لا يوجد واحدة. |
| Çünkü çaresiz bir durumda ve babasını kurtarabileceğini düşünüyor. İkisini de öldürecekler. | Open Subtitles | لأنَّهُ يائس ويعتقد أنَّهُ يستطيع إنقاذ والده سوفَ يقتلوهم هم الإثنان |
| Çünkü şu ana kadar yapılanlar çok acemiceydi. | Open Subtitles | لأنَّهُ حتى الآن، الأمر كلَّهُ يبدو كساعة عمل لمحقق غير مُحترف. |