Çünkü oğlun sorumsuz, küstah, eğlence düşkünü ve kötü niyetli biri. | Open Subtitles | لأن ابنك سيلفستر غير متحمل للمسؤلية ، لا يعتمد عليه ، جعجاع ، لا خير فيه |
- İntihar etmeye niyetliydin Çünkü oğlun yeni ölmüştü. | Open Subtitles | أنت مستعد للانتحار لأن ابنك مات مؤخرا |
Çünkü oğlun kötüleri yakaladığını biliyor. | Open Subtitles | لأن ابنك يعرف أنك تقبض على الأشرار |
Çocuğuna tutunman hoşuma gitmiyor çünkü çocuğunun işi bitti. | Open Subtitles | لا أحب أن أراك تتمسك بابنك لأن ابنك مات ابنك مات |
Çocuğuna tutunman hoşuma gitmiyor çünkü çocuğunun işi bitti. İşi bitti onun. | Open Subtitles | لا يعجبني تعلقك بقوة بابنك لأن ابنك انتهى أمره. |
Sizin için çok üzgünüm ama aynı zamanda sizin için mutluyum çünkü oğlunuz bir kahraman olarak öldü. | Open Subtitles | انا حَزينة لما اصابك. لكنّي في نفس الوقت سعيدة لأن ابنك توفى كـبطل. |
Tabii oğlunun yetişkin hayatının büyük kısmını burdan Los Angeles'tan daha büyük bir alanı, düzerek geçireceğini önceden bilemezdik. | Open Subtitles | كان هذا متوقعاً نظراً لأن ابنك في معاشرة النساء |
Çünkü oğlun kendisini ölmüş gibi gösterdi. | Open Subtitles | لأن ابنك قام بتأليف حادثة موته |
seni arıyorum Çünkü oğlun onunla evlenmemi istedi. | Open Subtitles | اتصل لأن ابنك طلب يدي للزواج . |
Geri dönüyorum Çünkü oğlun su koy verdi. | Open Subtitles | أعود، لأن ابنك يتعرض لنوبة |
Çünkü oğlun elimde olacak. | Open Subtitles | لأن ابنك سيكون هنا لدي |
- Çünkü oğlun Belinskiy adına elmas taşıyordu. | Open Subtitles | - لماذا؟ - لأن ابنك كان... تسليم الرجل الماس لBelinskiy. |
Görünüşe göre oğlunuz, diğer çocuğun penisiyle nasıl oynayacağını bilmediğinden, ortada bir anlayışsızlık durumu olmuş. | Open Subtitles | على ما يبدو، ليس هناك مشكلة الموقف الأيجابي لأن ابنك يعرف كيفية اللعب بقضيب فتى آخر |
Tabii oğlunun yetişkin hayatının büyük kısmını burdan Los Angeles'tan daha büyük bir alanı, düzerek geçireceğini önceden bilemezdik. | Open Subtitles | كان هذا متوقعاً نظراً لأن ابنك قضى معظم حياته بعد البلوغ... في معاشرة النساء في أرجاء منطقة "لوس أنجلوس" الكبرى |