Oregon'da doğduğum yerden kaçmak için buraya kendim geldim. | Open Subtitles | أتيت الى هنا بمفردي لأهرب من موطني في اوريجون |
Ge... gerçek şu ki... ben ben... ben bazen halktan biri gibi giyinirim, şey saray hayatının sıkıntılarından kaçmak için. | Open Subtitles | الحقيقه أنه أننى أحيانا أرتدى ملابس كعامة الشعب لأهرب من ضغوط حياة القصور |
Bu dünyayı gerçek hâle getirmek, kendi dünyamdan kaçmak için elimden gelen her şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت كل ما بوسعي لجعل ذلك العالم حقيقة.. لأهرب من عالمي. |
İkimizin de paraya ihtiyacı olduğunu fark ettik onun çocukları için benim de annemden uzaklaşmak için. | Open Subtitles | أدركنا أنّ كلينا بحاجة للمال... هُو لأطفاله، ولي... لأهرب من أمّي. |
İkimizin de paraya ihtiyacı olduğunu fark ettik onun çocukları için benim de annemden uzaklaşmak için. | Open Subtitles | أدركنا أنّ كلينا بحاجة للمال... هُو لأطفاله، ولي... لأهرب من أمّي. |
Ceza alıp herkesten uzaklaşmak için. | Open Subtitles | حتى أُرسَل إلى الحجز. لأهرب من الجميع. |
Hayatımı bir şeylerden kaçmak için değiştirmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدمرحياتي مرة أخرى لأهرب من شيء |
Darağacından kaçmak için bayım. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}.لأهرب من حبل المشنقة، سيّدي |
Gelecekten kaçmak için. | Open Subtitles | لأهرب من المستقبل |
Yılandan kaçmak için tabii ki. | Open Subtitles | لأهرب من الثعبان ، طبعا |