Konuşmak istediğim temel konu şu: temel fizik alanında, güzelliğin doğru teoriyi seçmek için çok başarılı bir kriter olması ile ilgili etkileyici bir deneyimimiz var. | TED | الشئ الرئيسي الذي أرغب بالحديث عنه هو هذا: أن لدينا هذه التجربة المتفردة في مجال الفيزياء الأساسية أن الجمال هو طريقة ناجحة جداً لإختيار النظرية الصحيحة. |
Yani yol arkadaşınızı akıllıca seçmek için güzel bir fikir. | TED | لذلك، فإنها فكرة جيدة لإختيار رفيق السفر بحكمة. |
Çok zordur kime âşık olacağımızı seçmek. | Open Subtitles | حقاًً ذلك قاسى .. كما تعلم لإختيار من نقع بحبهم |
Ama doğru olan şu ki, şu anda bir kral seçmeye gerek bile yok. | Open Subtitles | لكن الحقيقة ليست هناك حاجة لإختيار أيّ ملك مطلقا |
Mükemmel çileği seçmenin tek bir yolu vardır. | Open Subtitles | أتعلمين ، هُناك طريقة واحدة فقط لإختيار الفراولة المثالية |
Ama belki de Dedektif'in her seferinde Dünyalı bir yardımcı seçmesinin bir sebebi vardır. | Open Subtitles | و لكن ربما هناك سبب لإختيار المحقق دائماً لشركاء من البشر |
- Şimdi sadece profil sayfan için fotoğraf seçmen gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاج الآن لإختيار صورة لصفحة ملفكِ الشخصي. |
Bizim adımıza, hareket edecek insanları seçmek için bir araya toplanmanın düzgün bir şey olduğunu gösterelim ki bizden sonra gelenlerde de bu fikir yaşamaya devam etsin. | Open Subtitles | وجمع الأطراف لإختيار من المقرر بإسنما أفضل لذلك بعد سنوات |
irade gücüyle çalışan bir yüzük, birini seçmek üzere her sektöre gönderildi. | Open Subtitles | تم إرسال خاتم مزود بقوة الإرادة لكل قطاع لإختيار المجندين |
Çünkü o zaman artık deli birisini seçmek zorunda kalmam ve senin de yayında tuhaf bir şey yapmayacağını biliyorum. | Open Subtitles | لأنني لست مضطرة لإختيار شخص مجنون ما و أنا أعلم أنك لن تقوم بعمل شيئ غريب على الهواء |
Gidip onu seçmek zorundaydınız, değil mi? | Open Subtitles | كان عليك التحرك لإختيار تلك العروسة، صحيح؟ |
Onu Birleşik Sutyen, 'Favorinizi seçmek zorunda değilsiniz' sloganıyla hatırlıyorum. | Open Subtitles | ظننت أنها الصدرية الموحدة "الآن لست بحاجة لإختيار أيهما أفضل" |
Konu eş seçmek olunca Samson'u, tüm erkekler içinde en güçlüsünü kollarında yatan bir kadın mahvetti. | Open Subtitles | .. عندما يأتى الأمر لإختيار الشريك شامشون, أقوى رجل عاش على ... تلك الأرض, دُمر . بسبب المرأة التى كانت بين ذراعيه |
Kendimize bir taraf seçmek ya da çizgide yürümek. | Open Subtitles | لإختيار الجانب أو للمشي الخطّ. |
Evet, sana dondurma alırız ve biz de tabutlarımızı seçmeye gideriz. | Open Subtitles | نعم , سوف آخذكِ لنأكل بعد الاسكريم بوعدها نستطيع ان نذهب لإختيار صناديقنا |
Benimle bez değiştirme masası seçmeye mi gelecek. Hadi oradan! | Open Subtitles | سـتأتي معي لإختيار طاولة تغيير دعك من هذا |
Vince, bence bebek isimlerini seçmeye başlamak için biraz erken. | Open Subtitles | فينس, إنه مبكر قليلاً لإختيار الأسماء |
Kralımızı seçmenin vakti geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لإختيار ملك جديد |
Melinda, son kalbi vereceğin ve sepetleyeceğin kişiyi seçmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | (مليندا)، آن الأوان لإختيار الشخص الذي سيحصل على قلبك النهائي ومن الشخص الذي سيرحل |
Bir taraf seçmenin sırası geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لإختيار الجانب |
Partisinin onu seçmesinin sebebi de bu olsa gerek. | Open Subtitles | من المحتمل ذلك السبب . لإختيار حزبه له |
Drake'in seni seçmesinin bir sebebi var. | Open Subtitles | هناك سبب لإختيار (دريك) لك |
Bugünü seçmen ne kadar da iyi olmuş çocuğum! | Open Subtitles | إنه وقت جيد لإختيار ما أصابك اليوم يا طفلتي |