Ayrıca bahise devam etmeni durdurmak için de keskin bir sinyal ihtiyacımız var, | Open Subtitles | وسنحتاج لإشارة شفوية لكي تتوقفي عن المراهنة |
Etkinleştikleri andan itibaren şifreli bir sinyal göndermeye başlarlar. | Open Subtitles | {\cH318BCB\3cH2A2AAB} حالما تفعل تحول إشارة ردة فعل لإشارة مشفّرة |
Philadelphia'dan bir çeşit RF sinyali geliyor. | Open Subtitles | يلتقط أي نوع لإشارة التردد اللاسلكي من فيلادلفيا |
Binanin içine bakmamiz lazim. su anda burada durmus disaridan bir ag sinyali almaya çalisiyoruz ama bu beceremiyoruz. | Open Subtitles | يجب أن ننظر إلى داخل المبنى، فنحن نُحاول الولوج لإشارة شبكة خارجيّة، ولكننا لا نستطيع. |
Ayrıca, bir tehlike anında dışarı fırlamak için bir işarete ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أيضا ، سنحتاج لإشارة للنخرج من هناك بسرعة في حال وجود خطر |
Hayatım boyunca seni gururlandırdığıma dair bir işaret bekledim. | Open Subtitles | لقد أمضيت حياتي منتظراً لإشارة أنني أجعلك فخوراً |
Tamamdır, bu not almayla ilgili kesinlikle yeni bir sinyale ihtiyacımız var. | Open Subtitles | حسناً، قطعاً سنحتاج لإشارة جديدة لأجل تدوين الملاحظات |
Cep telefonu sinyaline bakarsak burada olmalılar. | Open Subtitles | وفقاً لإشارة الهاتف يجب أن يكونوا هنا |
Hiçbir askeri sinyal protokolünden yanıt yok. | Open Subtitles | لا استجابة لإشارة أي إجراء عسكريّ. |
Yatından bir sinyal bekliyor. | Open Subtitles | إنه منتظراً لإشارة من يخته |
Kilitlenebileceğim bir sinyal lazım. | Open Subtitles | -نعم، أَحتاج لإشارة للتصويب عليها |
Fünye ile bomba arasında sinyali bozan radyo frekansı var. | Open Subtitles | هناك حاجب لإشارة الراديو بين المفجر والقنبلة كيف؟ |
Su altında telefon sinyali çekmez. | Open Subtitles | لا يوجد إستقبال لإشارة الهاتف الخلوي تحت المساء |
Diğer tarafa sağ salim vardıktan sonra, sola döndüm sesli yaya sinyali tuşuna bastım, ve sıramı bekledim. | TED | وصلت بأمان إلى الطرف الآخر . التفت إلى اليسار وضغطت على زر السيارات لإشارة المرور الصوتية وانتظرت دوري . |
Yardıma, bir işarete ihtiyacın var. | Open Subtitles | إنكِ تحتاجين للمساعدة تحتاجين لشريك، و تحتاجين لإشارة ما |
- Bak, eğer üstesinden gelemeyeceğini hissedersen, bir işarete ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | أنتَ مُحق - انظر، إن شعرتَ - أنك لا تستطيع التحكم نحتاج لإشارة بيننا |
En azından bir işarete ihtiyacım var. | Open Subtitles | أبي أحتاج لإشارة على الأقل |
İşte oradaydı, tüm o gücüne ve potansiyeline rağmen, bir işaret, bir yönlendirme için bekliyordu. | Open Subtitles | وها هو كل هذه الإمكانات والقوة فقط تنتظر لإشارة او تعليمات |
Gecenin ortasında şafak asla gelmeyecek gibi göründüğünde, bir işaret için umut ettim. | Open Subtitles | في منتصف الليل حينما يبدو إنّ الفجر لنْ يأتِ أبداً كنتُ أجوب مهجعي لإشارة |
Beyinden gelen bir sinyale karşılık motor sinir hücresi, kas hücresinin zarındaki gözeneklerin açılmasını tetikleyen asetilkolini salgılıyor. | TED | استجابة لإشارة من المُخ، تُطلق الخلايا العصبية الحركية الأسيتيل كولين، الذي يؤدي إلى فتح المسام في غشاء الخلية العضلية. |
Martha yolladığım kontrol sinyaline yanıt vermiyor. | Open Subtitles | (مارثا) لا تستجيب لإشارة التحكّم خاصتها. |