Süleyman, ilk oğlu Mustafa'yı saltanat için yetiştirmişti. | Open Subtitles | زوج سليمان أول أبناءه مصطفى لإعداده للسلطة |
USDA size hazırlamanız için bu yiyecekleri gönderiyor. | Open Subtitles | لذا الـ يو إس دي إيه ترسل لهم الغذاء لإعداده للطلاب |
Dr. Keller onu ziyaretinize hazırlamak için biraz zaman istedi. | Open Subtitles | الدكتور كيلر ستأخذ لحظات لإعداده لزيارتك |
Hidroliklerin ayarlanması gerektiği için monte etmek birkaç gün alacak. | Open Subtitles | سيستغرق بضعة أيام لإعداده لأن الهيدروليات بحاجة للترسيخ |
Soru: 36 saatimiz var, bu süre hazırlıklar için çok az. | Open Subtitles | سؤال.. ذلك بعد 36 ساعة ليس لدينا الوقت الكافي لإعداده |
Gelin haydi! Bunun için saatlerdir köle gibi çalışıyorum! | Open Subtitles | تعالوا جميعاً لقد أستغرقت ساعات لإعداده |
Hey, bu gerçek. Bunu yapmak için saatlerce çalıştık. | Open Subtitles | أنت, إنه حقيقي, لقد قضينا ساعات لإعداده |
Giselle bunu yapmak için epey çaba harcadı. | Open Subtitles | جيزيل قامت بكثير من الجهد لإعداده لك |
Hayata hazırlamak için. | Open Subtitles | لإعداده لمواجهة الحياة |
Yarın ki yemek için bir sürü hazırlık yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | لدي الكثير لإعداده لعشاء الغد |
Onu hazırlamak için götürüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يأخذونه لإعداده الآن |
Piron'un bir katını onun için ayırdılar. | Open Subtitles | قام بتخصيص طابق بأكمله بمبنى (بايرون) لإعداده. |
Durumu daha iyi anlamak için bir akıllı şehir yazılımı üzerine araştırma yaptım. Gerçek bir şehir planlamacısı, inşaat mühendisleri, belediye başkanı, bir mimar, birkaç müteahhit ve teknoloji firmaları bir araya geldi. | TED | لفهم ذلك بشكل أفضل، فقد درست انطلاقة -إطلاق تطبيق للمدن الذكية- والذي تم تجهيز فريق لإعداده يضم عدداً من مطوري العقارات، وبعض المهندسين المدنيين، والعمدة، ومعماريين وعمال بناء وبعض شركات التكنولوجيا. |
Yeşil Nal Lokalinin dışında dolandırıcılık yaptığı için kovulmuş. | Open Subtitles | طرد لإعداده خطة خارج ردهة (غرين هورسشو) |
Evet. Teşekkürler Peter, emeğin için. | Open Subtitles | نعم، وشكراً يا (بيتر) لإعداده |