"لإنقاذ حياة" - Translation from Arabic to Turkish

    • hayatını kurtarmak
        
    • hayatını kurtarmaya
        
    • hayat kurtarmak için
        
    • hayat kurtarmaya
        
    • hayatını kurtarma
        
    • hayatını kurtaracak
        
    • kurtaracağım
        
    • kurtarabilecek
        
    • hayat kurtarma
        
    • yaşatmak içindi
        
    • hayatını kurtarmanın
        
    • yaşamını kurtarmak için
        
    • hayatlarını kurtarmak için
        
    • hayatını kurtarman için
        
    (Gülüşme) Ardından-- (Alkışlar) Doktor hastanın hayatını kurtarmak için gerekli olan şeye sahip oluyor. TED و بذلك يكون لدى الأطباء ما يحتاجونه لإنقاذ حياة المريض
    Onun iliğini lösemili bir çocuğun hayatını kurtarmak için ülkenin bir diğer tarafına göndereceğiz. TED نرسل نخاعه عبر البلاد لإنقاذ حياة طفل مصاب بسرطان الدم
    Ancak modern bilimi tıbba uygulayarak insanların hayatını kurtarmaya çalışmak tamamen bizim sorumluluğumuz. TED ومع ذلك، تقع على عاتقنا مسؤولية تحويل العلم الحديث إلى طب لإنقاذ حياة جميع المرضى الذين ينتظرون الأعضاء.
    Ama eğer bunu bir hayat kurtarmak için yaptıysan eğer zorundaydıysan o zaman sorun yok demektir. Open Subtitles لكن إن فعلتها لإنقاذ حياة وحتمت عليك الضرورة فلا عليك إذًا
    Çok kötü şartlar altında cesurca hayat kurtarmaya çalışanları anlayışla karşılamanızı istiyoruz. Open Subtitles يجب علينا التفهم والصلاة لؤلائك الذين يتعرضون لظروف رهيبة ..في سعيهم لإنقاذ حياة الآخرين
    Fakat bu gibi bulgular umut verici olabilir ve hem erkeklerin hemde kadınların hayatını kurtarma fırsatı sağlayabilir. TED ولكن مثل هذه النتائج هي التي قد تعطي أملاً وقد تعطي فرصة لإنقاذ حياة الرجال والنساء معاً.
    Bu mesaj, bu söz, şöyle anlaşılabilir, bu iş yapmanın eski usul yollarından; bu çocuğunuzun hayatını kurtaracak zekice bir yol. TED هذه الرسالة، لها أن تنتشر أن الرضاعة الطبيعية ليست الشيء القديم اللامجدي؛ إنها أفضل وأذكى الطرق لإنقاذ حياة طفلك.
    Sadece Amerikalıların hayatını kurtarmak için ve başka yol kalmamışsa, ateş edin. Open Subtitles إطلاق النار فقط لإنقاذ حياة الأمريكيين و ذلك فقط عندما يفشل كل شئ آخر
    Evet, hız limitini aşmıştım ama tüm bunlar bir adamın hayatını kurtarmak içindi. Open Subtitles أجل، أعترف أنني كنت مسرعاً، ولكن لإنقاذ حياة إنسان
    Bildiğiniz gibi, doktorlar kocanızın hayatını kurtarmak için her şeyi yaptılar, ama eşiniz beyin etkinliği göstermiyor. Open Subtitles كما تعرفين الأطباء عملوا كلّ شيء يستطيعونه لإنقاذ حياة زوجك لكنّه لم يبدي نشاطا في الدماغ
    Birinin hayatını kurtarmak için dursaydınız hepiniz ölmüş olacaktınız. Open Subtitles إذا توقفتوا لإنقاذ حياة شخص واحد فاعتبروا أنفسكم في تعداد الموتى
    Greg'in bir adamın hayatını kurtarmak için ne kadar zamanı olduğuna bakalım! Open Subtitles لنرى كم كان لديه من وقت لإنقاذ حياة الرجل
    Masum bir adamın hayatını kurtarmaya çalışırken öldü. Pas. Open Subtitles لقد ماتت في محاولة لإنقاذ حياة رجل بريء.
    Senin de her zaman söylediğin gibi, hayat kurtarmak için bıçağı eline almalısın. Open Subtitles أتعلم ؟ كما تقول دائماً يتطلب سكينة لإنقاذ حياة
    Ama hayat kurtarmaya çalışmak, hayatı boşa harcamak olmaz, değil mi? Open Subtitles ولكن المحاوله لإنقاذ حياة إنسان, تستحق اهدار حياتك.
    Bizim için kemik iliği, aslında çoğunlukla lenfoma, lösemi ve bunun gibi diğer ileri düzey hastalığı olan onbinlerce hastanın hayatını kurtarma aracıdır. TED ونخاع العظام هو ما نستخدمه لإنقاذ حياة عشرات الآلاف من المرضى معظمهم في مراحل متقدمة من السرطان مثل الدم واللمفاوية وبعض الأمراض الأخرى
    Yaptıkları, eğer vaden dolacaksa, organ nakline ihtiyacı olanın, hayatını kurtaracak olan bir alışveriş. Open Subtitles عمليته، إذا أفرطتِ في التعبير هي تسوق شامل لأي أحد يحتاج عملية زرع عضو لإنقاذ حياة ما
    Bir adamın hayatını kurtaracağım. Open Subtitles نعم أَحتاجُ لإنقاذ حياة الرجل
    Şunu söyleyebilirim ki burada kocanızı kurtarabilecek son derece nitelikli bir doktor var. Open Subtitles يمكنني أن أخبرك أنه يوجد طبيب هنا، وهو... مؤهل بشكل فريد لإنقاذ حياة زوجك.
    Şimdi de senin eline bir hayat kurtarma fırsatı geçti. Open Subtitles لقد أختار أن لا يفعل ...الآن، سوف يعطى لكِ القوة لإنقاذ حياة
    Bu, tamamen yenilenebilen bir kaynak yoluyla birisinin hayatını kurtarmanın bir yoludur. TED وهي وسيلة لإنقاذ حياة إنسان مع مصدر قابل للتجديد كليًا.
    Birinin yaşamını kurtarmak için zamana karşı yarışmak heyecanlıdır. Open Subtitles . سباق الزمن لإنقاذ حياة شخص هو مثير . ولكن ربما لم تكن مثيرة بما فيه الكفاية
    Eğer bu programı Amerikan hayatlarını kurtarmak için ...kullanmayacaksak niye sahibiyiz? Open Subtitles لو لم نستخدم هذا البرنامج لإنقاذ حياة الأمريكان، لما نحتفظ به ؟
    Buraya sana son bir şans vermeye geldim, kardeşinin hayatını kurtarman için. Open Subtitles جئت هنا لأعطيك فرصة أخيرة لإنقاذ حياة شقيقك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more