(Gülüşme) Ardından-- (Alkışlar) Doktor hastanın hayatını kurtarmak için gerekli olan şeye sahip oluyor. | TED | و بذلك يكون لدى الأطباء ما يحتاجونه لإنقاذ حياة المريض |
Onun iliğini lösemili bir çocuğun hayatını kurtarmak için ülkenin bir diğer tarafına göndereceğiz. | TED | نرسل نخاعه عبر البلاد لإنقاذ حياة طفل مصاب بسرطان الدم |
Ancak modern bilimi tıbba uygulayarak insanların hayatını kurtarmaya çalışmak tamamen bizim sorumluluğumuz. | TED | ومع ذلك، تقع على عاتقنا مسؤولية تحويل العلم الحديث إلى طب لإنقاذ حياة جميع المرضى الذين ينتظرون الأعضاء. |
Ama eğer bunu bir hayat kurtarmak için yaptıysan eğer zorundaydıysan o zaman sorun yok demektir. | Open Subtitles | لكن إن فعلتها لإنقاذ حياة وحتمت عليك الضرورة فلا عليك إذًا |
Çok kötü şartlar altında cesurca hayat kurtarmaya çalışanları anlayışla karşılamanızı istiyoruz. | Open Subtitles | يجب علينا التفهم والصلاة لؤلائك الذين يتعرضون لظروف رهيبة ..في سعيهم لإنقاذ حياة الآخرين |
Fakat bu gibi bulgular umut verici olabilir ve hem erkeklerin hemde kadınların hayatını kurtarma fırsatı sağlayabilir. | TED | ولكن مثل هذه النتائج هي التي قد تعطي أملاً وقد تعطي فرصة لإنقاذ حياة الرجال والنساء معاً. |
Bu mesaj, bu söz, şöyle anlaşılabilir, bu iş yapmanın eski usul yollarından; bu çocuğunuzun hayatını kurtaracak zekice bir yol. | TED | هذه الرسالة، لها أن تنتشر أن الرضاعة الطبيعية ليست الشيء القديم اللامجدي؛ إنها أفضل وأذكى الطرق لإنقاذ حياة طفلك. |
Sadece Amerikalıların hayatını kurtarmak için ve başka yol kalmamışsa, ateş edin. | Open Subtitles | إطلاق النار فقط لإنقاذ حياة الأمريكيين و ذلك فقط عندما يفشل كل شئ آخر |
Evet, hız limitini aşmıştım ama tüm bunlar bir adamın hayatını kurtarmak içindi. | Open Subtitles | أجل، أعترف أنني كنت مسرعاً، ولكن لإنقاذ حياة إنسان |
Bildiğiniz gibi, doktorlar kocanızın hayatını kurtarmak için her şeyi yaptılar, ama eşiniz beyin etkinliği göstermiyor. | Open Subtitles | كما تعرفين الأطباء عملوا كلّ شيء يستطيعونه لإنقاذ حياة زوجك لكنّه لم يبدي نشاطا في الدماغ |
Birinin hayatını kurtarmak için dursaydınız hepiniz ölmüş olacaktınız. | Open Subtitles | إذا توقفتوا لإنقاذ حياة شخص واحد فاعتبروا أنفسكم في تعداد الموتى |
Greg'in bir adamın hayatını kurtarmak için ne kadar zamanı olduğuna bakalım! | Open Subtitles | لنرى كم كان لديه من وقت لإنقاذ حياة الرجل |
Masum bir adamın hayatını kurtarmaya çalışırken öldü. Pas. | Open Subtitles | لقد ماتت في محاولة لإنقاذ حياة رجل بريء. |
Senin de her zaman söylediğin gibi, hayat kurtarmak için bıçağı eline almalısın. | Open Subtitles | أتعلم ؟ كما تقول دائماً يتطلب سكينة لإنقاذ حياة |
Ama hayat kurtarmaya çalışmak, hayatı boşa harcamak olmaz, değil mi? | Open Subtitles | ولكن المحاوله لإنقاذ حياة إنسان, تستحق اهدار حياتك. |
Bizim için kemik iliği, aslında çoğunlukla lenfoma, lösemi ve bunun gibi diğer ileri düzey hastalığı olan onbinlerce hastanın hayatını kurtarma aracıdır. | TED | ونخاع العظام هو ما نستخدمه لإنقاذ حياة عشرات الآلاف من المرضى معظمهم في مراحل متقدمة من السرطان مثل الدم واللمفاوية وبعض الأمراض الأخرى |
Yaptıkları, eğer vaden dolacaksa, organ nakline ihtiyacı olanın, hayatını kurtaracak olan bir alışveriş. | Open Subtitles | عمليته، إذا أفرطتِ في التعبير هي تسوق شامل لأي أحد يحتاج عملية زرع عضو لإنقاذ حياة ما |
Bir adamın hayatını kurtaracağım. | Open Subtitles | نعم أَحتاجُ لإنقاذ حياة الرجل |
Şunu söyleyebilirim ki burada kocanızı kurtarabilecek son derece nitelikli bir doktor var. | Open Subtitles | يمكنني أن أخبرك أنه يوجد طبيب هنا، وهو... مؤهل بشكل فريد لإنقاذ حياة زوجك. |
Şimdi de senin eline bir hayat kurtarma fırsatı geçti. | Open Subtitles | لقد أختار أن لا يفعل ...الآن، سوف يعطى لكِ القوة لإنقاذ حياة |
Bu, tamamen yenilenebilen bir kaynak yoluyla birisinin hayatını kurtarmanın bir yoludur. | TED | وهي وسيلة لإنقاذ حياة إنسان مع مصدر قابل للتجديد كليًا. |
Birinin yaşamını kurtarmak için zamana karşı yarışmak heyecanlıdır. | Open Subtitles | . سباق الزمن لإنقاذ حياة شخص هو مثير . ولكن ربما لم تكن مثيرة بما فيه الكفاية |
Eğer bu programı Amerikan hayatlarını kurtarmak için ...kullanmayacaksak niye sahibiyiz? | Open Subtitles | لو لم نستخدم هذا البرنامج لإنقاذ حياة الأمريكان، لما نحتفظ به ؟ |
Buraya sana son bir şans vermeye geldim, kardeşinin hayatını kurtarman için. | Open Subtitles | جئت هنا لأعطيك فرصة أخيرة لإنقاذ حياة شقيقك |