"لإيصال" - Translation from Arabic to Turkish

    • için
        
    • teslim
        
    • ulaştırmanın
        
    • götürmenin
        
    Pompanın insulin vermek için kullandığı ve şekeri ölçtüğü iğneyi kuşatırlar. TED يطوّق هؤلاء الإبرة التي تستخدمها المضخة لإيصال الأنسولين واختبار مستويات الغلوكوز.
    Bakış açısının önemini aktarmak için de Beauvoir, en zorlu kitabına henüz başlamıştı. TED لإيصال أهمّيّة منظورها، لجأت دي بوفوار إلى أكثر كتبها المليئة بالتحديات على الإطلاق.
    Uyuşturucu için oldukça küçük ama rehine için daha uygun olduğunu söyleyebiliriz. Open Subtitles صغيرة لإيصال الحمولة لكن فقط الحجم المنايب دعنا نقول لأجل نقل الرهائن
    O yüzden malı kendim teslim etmek istedim. Open Subtitles وذلك السبب في إضطراري للمرور اليوم لإيصال البضاعة
    Bu bilgiyi ona ulaştırmanın bir yolu olsaydı. Belki, ne bileyim, konuşmak gibi. Open Subtitles فقط إذا كان هناك مجال لإيصال تلك المعلومة إليها
    Bavulları istasyona götürmenin bir yolunu bulmalıyız. Open Subtitles كان يتعين علينا أن نجد طريقة لإيصال تلك الحقائب إلى محطة القطار؟
    Birçok güvenli sistem kripto anahtarını doğru yere göndermek için anahtar değişimi için güvenli methoda dayanır. TED أغلب الأنظمة الأمنية يلجؤون لطريقة آمنة لتبادل المفتاح لإيصال مفتاح التشفير للمكان الصحيح.
    Bu durumun ve çözümlerinin ağırlığını ve aciliyetini daha etkili bir şekilde anlatabilmem için yardımınıza ihtiyacım var. TED أحتاج مساعدتكم لإيصال خطورة وإلحاح هذه الوضعية وحلولها بشكل أكثر فاعلية.
    Bizim iletişim kurmamız için gerekli tüm teknoloji mevcut ve bunu anlatmak için gerekli tüm teknoloji de mevcut. TED جميع التكنولوجيا متوفرة لنا لنتواصل، وكل التكنولوجيا متوفرة لإيصال هذا.
    Profesörün hesaplarına göre, zombiler size 17 dakikada yetişecekler, yani herkesi geçirmek ve köprünün iplerini kesmek için 17 dakikanız var. TED وفقًا لحسابات البروفيسور سيلحق بك الزومبي في غضون 17 دقيقةً فقط لذا، لديك ذلك الوقت فحسب لإيصال الجميع وقطع الحبال
    Orada kendi dillerinde ilk defa bu fikirleri insanlara iletmek için kullanılabilecek her türlü araç var. TED توجد حاليّا وسائل متعددة تصلُح للاستخدام لإيصال هذه الأفكار للناس للمرة الأولى بلغتهم الأم.
    Hastalıktaki en büyük problemlerden bazılarını tedavi etmek için bağışıklık hücreleri ilaç taşınımında niçin kullanılmasın? TED ولم لا نستخدم الخلايا المناعية لإيصال الأدوية وعلاج أكبر مشاكلنا المرضية؟
    Canlı orkestrayla birlikte çalışan balerinler bu kombinasyonları anlatı, duygu ve karakteri iletmek için tam olarak yaparlar. TED تعمل الراقصات جنباً إلى جنب مع الفرقة الموسيقية الحية لإنجاز هذه الرقصات بدقة لإيصال رواية أو مشاعر أو دور شخصية ما.
    Bu, bütün satıcılarımıza mesaj iletmek için uygun zaman olabilir. Kesin bir son olmalı. Open Subtitles قد يكون هذا هو الوقت المناسب لإيصال الرسالة إلى عُملائنا نريد حسم الأمر
    Bu nedenle doktorların, kötü haber vermek için çeşitli teknikleri vardır. Open Subtitles لذلكلدىالأطباء تقنيات مختلفة لإيصال الخبر.
    Bir spinal kord yaralanmasından sonra hayati yara iyileştirme ajanlarına bağışıklık hücrelerinin ulaştığını hayal edin, ya da Alzheimer, Parkinson gibi hastalıkların tedavisi için kan beyin bariyerini geçen bağışıklı hücresi ilaçlarının teslim için kullanıldığını. TED تخيل استخدام الخلايا المناعية كنواقل لعوامل التئام الجروح المصيرية بعد إصابةٍ في الحبل الشوكي أو استخدام الخلايا المناعية لإيصال الأدوية خلف حاجز الدم بالدماغ لعلاج الشلل الرعاش أو مرض الزهايمر.
    Tyler milyonlarca dolarlık savunma projesini düşmanlara teslim etmek için görevlendirilmiş olabilir. Open Subtitles ربّما يكون (تايلور) قد جُنّد لإيصال مشروع دفاعي بملايين الدولارات لأعداء بلدنا.
    Saat 17.00'ye kadar paketi teslim edeceksin. Open Subtitles "أمامكَ حتى الساعة الخامسة لإيصال الطرد"
    Maalesef bunu Kurtarıcı'ya ulaştırmanın tek yolu bu. Open Subtitles أخشى أنّها الطريقة الوحيدة لإيصال هذه إلى المخلّصة
    - Onlara mesaj ulaştırmanın başka bir yolu olmalı. Open Subtitles لابد من وجود طريقة لإيصال الرسالة
    - Bu devre dışı bırakmalı. Tamam, bu cümleyi Crane'e ulaştırmanın bir yolunu bulmalıyız. Open Subtitles حسنًا, نحتاج فقط أن نجد طريقةً لإيصال هذه العبارة إلى (كرين)
    Ama Murphy'i California'ya götürmenin bir yolunu bulacağız. Open Subtitles {\fnAdobe Arabic}لَكنَّنا سَنَجِدُ طريقة لإيصال ميرفي إلى كاليفورنيا.
    Kate'i zamanda geri gitmeden önce Nathan'la buluşması gereken köprüye götürmenin bir yolunu bulmam gerek. Open Subtitles علي فقط إيجاد طريقة لإيصال (كيت) للجسر حيث يفترض أن تقابل (نايثن) قبل أن يسحبها الوقت.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more