| Şimdi aslında bakılırsa, ...konuk listesi bir hayli dolu görünüyor. | Open Subtitles | بما أنكِ أشرتِ إلى هذا يبدو أن لائحة الصيوف ممتلئة |
| Tabii öyle bir yedek listesi varsa. Bazıları var, bazıları yok diyor. | Open Subtitles | .لو كانت هناك لائحة أنتظار فعلاً .البعض يقول نعم والآخر يقول لا |
| Bana verdiğin bir liste fikirden sonra tüm sezon kötü oynasan umurumda olmaz. | Open Subtitles | بعد لائحة الأفكار التي أعطيتها لي لا أهتم لو أضعت لنا الموسم بأكمله |
| Bu kadar gönüllülük işinin arasında liste yapmaya vaktin olmaz sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقد انة مع عملك التطوعى لن يكون لديكِ الوقت لعمل لائحة |
| Avukatlarım senin isminin de savcının tanık listesinde olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد أخبرني المحامين بأن اسمك قد ظهر على لائحة الشهود |
| Bir de, müşterilerinizin listesine ihtiyacım var. - Basabilir misiniz? | Open Subtitles | و أحتاج إلى لائحة زبائنكم هل يمكنك طبعها لي ؟ |
| Miktara bakılınca, akla yatkın alıcıların çok kısa bir listesi çıkıyor. | Open Subtitles | وفقاً للكمية، يوجد لائحة قصيرة جداً من البائعين الذين يبدون منطقيين |
| İstemiş olduğunuz lise yahut üniversite öğrencisine verilebilecek armağan listesi. | Open Subtitles | هذه هي لائحة الهدايا التي تُفضلها النساء الشابات كما طلبت |
| Bu bir eyaletin anaokuluna hazırlık listesi. | TED | هذه لائحة من إحدى الولايات لتحضير الأطفال لدخول الروضة |
| Burada, giderek artacak bir antiangiogenez yiyecek ve içecek listesi var. | TED | وها هي لائحة متزايدة من الأطعمة و المشروبات المضادة لتولد الأوعية المهتمين بدراستها. |
| Cebimde bahis oynayanların listesi var. | Open Subtitles | لدي لائحة في جيبي ، بأسماء كل الذين راهنتهم |
| Kibler tarafından mahkûm edilmiş cinayet suçlularının listesi. | Open Subtitles | لائحة بأسماء كُل القاتلين المُدانين من قِبَل كيبلَر |
| Kaydolduğumuz yerde karışık çiftlerle ilgili bir liste gördüm sanırım. | Open Subtitles | أقصد، أظن أنني رأيت لائحة للمشروبات المزدوجة أين سجلنا أنفسنا. |
| Garrett'ın ölmesini isteyecek ailelerden ve arkadaşlardan oluşan uzun bir liste düşünebiliyorum. | Open Subtitles | اتخيل ان هناك لائحة طويلة من الاصدقاء و الاقارب سيرغبون بموت غاريت |
| dedi. Böylece, karavan parklarına gitmek için bir başka yorucu liste yaptım. | TED | لذا وضعت لائحة أخرى متعبة للذهاب الى مواقف المقطورات. |
| "S. Harbin" Ryan'ın şüpheli listesinde "Scott Harbin" diye biri vardı. | Open Subtitles | س. هاربن. وكان يوجد سكوت هاربن على لائحة ريان الاصلية للمتهمين |
| Transplant listesinde çok yukarılarda olacaksınız. Mutlaka bir şey çıkacaktır. | Open Subtitles | ستكون في مركزٍ متقدّمٍ على لائحة الزرع، وسيحدث شيء قريباً |
| Soruşturmamız bitene kadar seni çıkış yasağı olanlar listesine koyacağız. | Open Subtitles | سوف نضع على لائحة عدم السماح بالسفر حتى ينتهي التحقيق |
| Siktir git. Sende o da yok. Kelime Dağarcığı bir kelimeler listesidir ve kelime dağarcığını da bu kelime dağarcığı listesine ekleyebiliriz. | Open Subtitles | تباً لَك، ليسَ لديكَ واحدة حتى الآن،المُفردات هي أي لائحة كلمات |
| Biliyorum. listeye yazdım. Geniş hücreler, sabun, tuvalet kapakları... | Open Subtitles | أعلم هذا , وكتبته في لائحة الطلبات الزنزانة صغير , لا يوجد صابون أو أطباق أو حمام , أو حتى كرسي للجلوس |
| Bu şartlı tahliye listesinin elime geçeceğini hiç ummazdım. | Open Subtitles | أنا لا أمانع في دخول اسمي في لائحة المفرج عنهم بشروط |
| Dikkat etmem gereken şeylerin bir listesini verdi ama o listede bu yoktu. | Open Subtitles | لقد أعطاني لائحة بالأشياء التي يجب أن أنتبه لها، ولم يكن هذا فيها |
| Bu suçlu listesindeki birçok çocuğu eledim ama bir tanesini buraya getirtiyorum. | Open Subtitles | لقد استبعدت معظم الاولاد في لائحة المعتدين لكن هناك واحد طلبت احضاره |
| Evet. Senden dün geceki listeyi alabilir miyim? | Open Subtitles | نعم، هل أستطيع الحصول على لائحة أرقام السيارات لليلة الماضية؟ |
| Eğer 2. sayfası çevirirseniz, önceliklikli şeylerin listeni bulacaksınız | Open Subtitles | إن فتحتم الصفحة الثانية للتسوية المقدمة ستجدون لائحة أولوياتنا |
| - Senin de listen var mı? | Open Subtitles | ــ أتحملين لائحة أيضاً؟ ــ لا تلزمني لائحة |
| Evde bir listem var, ııı tüm iyi futbolcuların... | Open Subtitles | لدي في البيت لائحة... بكل عظماء الكرة... |
| Evet, bu kadın az önce seks içermeyen yapılacaklar listeme girdi. | Open Subtitles | أوه، أجل, هذه المرأة ساعدتني على تأليف لائحة المهام الغير جنسية. |
| Onları Hotch'ın kukla oynatıcı listesiyle karşılaştırıyorum ama eşleşen yok. | Open Subtitles | و لا,و أنا أقارنهم مع لائحة هوتش لمحركي الدمى و لا |
| Ciğer nakli listesinde adı var ama listenin yukarıları çıkabilmesi düşük ihtimal. | Open Subtitles | أدرجت اسمها في لائحة زرع الرئة لكن لا يبدو بأنه سيأتيها الدور |