"لابدّ و" - Translation from Arabic to Turkish

• olmalı
• olmalısın

Güvenlik kamerasında görüntüleri var. Birileri mutlaka onu bir yerlerde görmüş olmalı.
فقد رصدناها بكاميرا المراقبة لابدّ و أنّ أحدهم قد رآها بمكان ما

Cerrahi departmanında biri bunun eğitimini almış olmalı.
أي شخص يعمل بقسم الجراحة لابدّ و أنه مدرّب على ذلك

Söyledim ya. Gece yarısı falan olmalı.
لقد أخبرتك، لابدّ و أنه كان منتصف الليل أو ما شابه

Eşimi yalnız yürürken görmüş ve izlemiş olmalı.
لابدّ و أنه رأى زوجتي تسير بمفردها و قام بملاحقتها

Yapma.Bir filme veya bir komşunun evine gitmiş olmalısın.
هيّا .. لابدّ و أنكِ ذهبتِ للسينما أو لمنزل الجيران

Buradan yola çıkarak ulaşacağı başka birşey olmalı.
لابدّ و أنّ هناك ثمّة شيء يستفيد به من هذا الأمر

Eğer fazla para ödediyse, parasını geri almak için bir yol bulmuş olmalı.
حسناً، لو أنه دفع أكثر ممّا يجب، لابدّ و أنّ لديهِ وسيلة لربح هذا المال مجدّداً

Böyle bir teklifi kabul edecek kadar sana hasta olmalı.
لابدّ و أنها كانت مجنونة بحبك لتحمّل أمرٍ كهذا , أليس كذلك ؟

O Cin cüceyi yakalamak oldukça zor olmalı.
الإمساك بهذا العفريت لابدّ و أنّه عمل صعب.

Evet, bu işlemleri yapabilen gönderildikten bakıp okuduktan sonra... kendini silebilen uygulamalar olmalı.
أجل، لابدّ و أنّها استخدمت واحداً من تلك التطبيقات . الّتي تمسح رسائلك وصورك تلقائيّاً

Kanı kırmızı. Hemoglobini olmalı.
دمّه أحمر، لابدّ و أنه يحتوي على "الهيموجلوبين"

Yapabileceğim birşeyler olmalı.
لابدّ و أنّ هناك ثمّة ما يمكنني فعله مبادرة "هيوز

Altüst edilmişti. Biri doğru iz üzerinde olduğunu düşünmüş olmalı.
كان قد نُهب، لابدّ و أنّ ثمّة من يعتقد أنه على المسار الصحيح!

Sık sık uzaklara gidiyor, zor olmalı.
إنه يسافر كثيراً، لابدّ و أنّ ذلك أمراً عسيراً!

Yanlış kişinin eline geçmiş olmalı.
لابدّ و أنّ الشخص الخطأ قد علمَ بالأمر

Babanızla problemli bir ilişkiniz olmalı.
لابدّ و أنّ علاقتك بوالدك كانت معقدّة

Yanlışlıkla aramış olmalı.
لابدّ و أنه هاتفني عن طريق الخطأ

Dünyayı kurtarmak harika, ama bir sonraki davan için sabırsızlanıyor olmalısın, ha?
إنقاذ العالم لهو أمر رائع، لكن لابدّ و أنكِ متحمّسة للغاية لتولّي قضيتكِ التالية، أليس كذلك؟

Kulaklık gibi ona sıkışıp kalmış olmalısın...
لابدّ و أنّكِ متشبثة به مثل سمّاعات الرأس