Annesi, oğluna bir sözleşme ayarlayacak şimdi! | Open Subtitles | لما كنت مضطرة لفعل هذا الأم سوف تحصل على عقد لابنها |
Sana yalvarıyorum, bir annenin oğluna olan sevgisini anlıyorsan eğer ona göz kulak ol. | Open Subtitles | أترجاك, إذا تفهم حب الأم لابنها, حافظ عليه. |
Şey, onun gibi kalbinde kötülük olmayan bir kadın, oğlunun kılıç kaldırmasını istemeyecektir. - Babam seninle savaştı. | Open Subtitles | حسناً، أي امرأة لا تملك مثقال ذرة من شر في قلبها مثلها لا يمكن أن تريد لابنها أن يحمل سيفاً |
oğlunun olduğunu düşündüğü ayak izlerini sildi. | Open Subtitles | نعم ، لقد قامت بتنظيف طبعة قدم كانت تعتقد أنها لابنها |
Olanları bilmesi gerek. - oğlu vurulmuş yatıyor burada. | Open Subtitles | يجب أن تعرف ما حدث لابنها إنه يرقد هنا مصاب بعيار ناري |
Bundan böyle annesi ile oğlu arasında, engeller olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك أي عائق, لمودة الأمومة, لابنها. |
Para kısıtlamasına rağmen anne oğluna hoş bir ortam yaratabilmek için elinden geleni yapmış. | Open Subtitles | المال قليل و لكن الام فعلت ما بوسعها لتخلق عالما لطيفا لابنها |
Demek istediğim para aldıysa oğluna göndermiştir. | Open Subtitles | أعني, لو أنها حصلت على مال ستكون قد أرسلته إلى الديار لابنها |
oğluna annesinin ölebileceğini söylemek zorundayız. | Open Subtitles | نعم,حسنا,نحى على وشك ان نقول لابنها ان والدتك على حافة الموت. |
Annesi, anahtarı oğluna verip krallığı korumaya çalıştı. | Open Subtitles | حاولت الأم حماية المملكة بإعطاء المفتاح لابنها |
Aynı sırada, Catelyn de oğluna oradan çıkmasını söylüyor ama Robb, ölen karısını bırakmıyor. | Open Subtitles | في نفس الوقت، كانت (كاتلين) تحاول ان تقول لابنها اخرج، ولكنه لم يكن ليترك زوجته الميتة |
Annem, dünyada her şeyden çok sevdiği oğluna davranış şekline hayran kalırdı. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}والدتي ستتأثر فحسب من كيفية معاملتك لابنها الذي أحبته أكثر من أي شيء على هذه الأرض حقاً؟ |
Açıkçası oğlunun ölmesi iyi olmuş çünkü annesinin nasıl bir pisliğe dönüştüğüne şahit olmak zorunda değil. | Open Subtitles | بصراحة افضل شـيء حصل لابنها هو وفاته حتى لا يرى والدته وهي تتحول الى حمقاء |
oğlunun başına gelenleri bilseydi annesi ne derdi acaba? | Open Subtitles | انا اتسأل ماذا ستكون ردة فعل والدته عندما تعلم ان هذا حدث لابنها. |
Ya Jessica DiLaurentis'in favori hayır işi büyük oğlunun banka hesabıysa? | Open Subtitles | ربما فقط احب الاعمال الخيريه وكان ايضا الحساب البنكي لابنها الاكبر ؟ |
Maria'dan oğlu Nello'ya havanın düzelmesi ve oğlunun tekneyle işe gidebilmesi için geliyor: | Open Subtitles | ماريا تهدي لابنها نيلو على أمل أن تتحسن الأحوال الجوية حتى يتمكن من الإبحار والعمل مجددا |
İsmi Faiza. Faiza bana, henüz bebek olan oğlunun fotoğrafları gösterdi ve bana hamile kalma, gebelik ve doğum hikayesini anlattı. | TED | أرتني صوراً لابنها الرضيع وأخبرتني قصة تخلقه وفترة حملها به وولادته . |
Suçlu oğlu için hissettiği aptal hayvani sevginin yanında yer alıyor. | Open Subtitles | لا يتلاشى، بل يبقى معها بحبّها لابنها المجرم |
Ondan öğrendiğim şey bir kadının bu koşullar altında oğlu ile ilgili olanlara rağmen bu kadar gönlü zengin olabiliyor ve sahip olduğu hayat bu şekilde gidiyor. | TED | الان ما تعلمته منها ان امرأة ليس فقط بإمكانها ان تكون كريمة جدا في ظل هذه الظروف و ما كان حينذاك و ما كان يحدث لابنها لكن الحياة التي عاشتها |
Ama ben yanından geçerken oğlu için dua ettiğini söylediğinden eminim. | Open Subtitles | لكن عندما مررت بقربهم، أظن أنني سمعتها تهمس بما يشبه "الدعاء لابنها" |