| Yani Larry'nin Suzanne ile evlendikten sonra çok değiştiğini mi düşünüyordun? | Open Subtitles | إذا هل تعتقدين بأن لارى تغير بعد أن تزوج من سوزان؟ |
| Alkol Larry'nin bir mucize gerçekleşmesi konusunda ümitli olmasına yardımcı oluyordu. | Open Subtitles | ساعد الكحول لارى على الامل فى ان معجزة ما سوف تحدث |
| Larry Summers bu film için röportaj vermeyi kabul etmedi. | Open Subtitles | لقد رفض لارى سمرز الموافقة على التصوير فى هذا الفيلم |
| Hayır. Sadece seni alçak yerde emeklerken görmeye dayanamıyorum. | Open Subtitles | انا متشوق لارى زحفك خلال تلك الفتحة الصغيرة |
| Neye çarptığımı görmek için etrafımda döndüm ve o an olan oldu. | Open Subtitles | امام عدسة التلفزيون اذاً , رجعت لارى لماذا اصطدمت وهنا حصل الشيء |
| Larry, lütfen Bayan Weaver'i benim ofisime götürür müsün? Teşekkür ederim. | Open Subtitles | لارى , من فضلك رافق السيدة ويفر لمكتبى , شكراً لك |
| Larry Brilliant: Elli sene önceden beri farkında olduğumuz bilgilere karşın bu kadar az şey başarmış olmaktan sevinç mi duymalıyız, yoksa üzüntü mü? | TED | لارى بريليانت : هل يجب ان نحس بشعور جيد ام شعور سيئ حيث ان 50 سنة من المعرفة المسبقة انجزت القليل ؟ |
| Larry adında bir adam o dönemde bir mesaj bırakmıştı. | Open Subtitles | قليلة هناك رجل اسمه لارى, ترك رسالة ذات مرة, فى مثل نفس الوقت تقريبا |
| Bu numarayı saat tam 21.30'da arayıp Larry'yi iste. | Open Subtitles | اتصل بهذا الرقم فى 9: 30 تماما واسأل عن لارى |
| - Benim boylarımda, cafcaflı giyinen biri. - Bir sürü Larry tanıyorum. | Open Subtitles | انه فى حجمى, ويرتدى ملابس مبهرجة انا اعرف العديد من لارى |
| Larry ötmüş olmalı, yoksa kaçmazdı. | Open Subtitles | لابد وان لارى قال الكثير لكى يهرب سريعا هكذا |
| Bannion da Larry ile beraber nehri boylarsa sorun kalmaz. | Open Subtitles | لو اصبح بانيون فى قاع النهر مع لارى, فلن تكون هناك مشكلة |
| Larry, işte bu yüzden satış kotanı hiç dolduramıyorsun. | Open Subtitles | هذه مشكلتك يا لارى لهذا مبيعاتك دائماً فى تراجع |
| Aynı fikirdeyim, fakat Joe ve Larry'nin Londra'da olmasını istiyorum. | Open Subtitles | ساتماشى مع هذا , روسيل . لكنى اريد ان يرافقه جو و لارى فى لندن |
| Ben de bunun üstesinden gelmeye çalışıyorum, Larry. | Open Subtitles | هذا ما أريده انا احاول ان اخفف من هذا يا لارى |
| Yani babam, Larry ve onun salak Rock grubuna lokantada çalmalarına izin verdiği zaman Larry, akşamları lokantada takılırdı. | Open Subtitles | أعنى ,عندما كان ياتى لارى إلى المطعم فى بعض الليالى عندما كان أبى يترك لارى و فرقته الموسيقية يعزفون هناك |
| Ama Larry çok fazla gemiyle açılıp balık tutuyordu... ve bence o sadece onu mutlu etmek istiyordu. | Open Subtitles | لكن لارى كان يذهب كثيرا الى رحلات صيد بالقارب . . أعتقد أنها أرادتْه سعيدا |
| Beni bu kadar takıntılı hale getiren şeyin ne oluğunu görmeye geldim. | Open Subtitles | انا اتيت هنا لارى ما الذى كان يوجهسنى كثيرا |
| Golf arabasını kazandığımda, o aptal surat ifadesini görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الأنتظار لارى وجهه السمين الغبي عندما يراني افوز بالعربة |
| Teşekkürler Matmazel Lahiri. Tekrar her şey için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا لك آنسة "لارى" |
| Peki, gidip duruma bir bakacağım. | Open Subtitles | حسناً ، أنا ساتفقد المكان لارى ما احتاجه |
| Tanrı'nın yolu bize Laura Mayfield'nin tüm yıllar boyunca hissettiklerini mi gösteriyor? | Open Subtitles | يبدو ان الرب يرينى ما كانت تعانيه لارى مايفيلد طول هذه السنوات |
| Lari'nin güzelliği yok bende, ya da cazibesi veya zekası | Open Subtitles | أنا لا أملك جمال لارى أو وسامتها أو ذكائها |
| Ben sizin için aramayı yaparım Bakalım aslında burada ne dönüyor. | Open Subtitles | سأقوم باجراء هذا الاتصال لاجلك, لارى ما الذي يجري هنا بالفعل |
| Şey, en azından ilk sen başlasana, ben de göreyim ne yapılacağını? | Open Subtitles | حسنا، هل بأمكانك على الاقل ان تذهب لارى ماذا سأفعل؟ |
| Bizimkiler ne yapıyor gidip bir bakayım. | Open Subtitles | لا تهتم. حسنا، سوف اذهب لارى ماهي نوايا والدي. |
| Neyse ki buradasın. Nasıl olduğuna bakmaya geldim ama vaktim dar. | Open Subtitles | لقد اتيت لارى كيف حالك ولكني لا املك الا وقتا قليلا |