"لايملك" - Translation from Arabic to Turkish

• olmayan
• yoktur
• sahip değil

Kravatı bile olmayan bir adama mı aşık olayım yani?
ماذا يجب على إذن؟ هل أعشق رجل لايملك حتى ربطة عنق ؟

Durup dururken duygusuz, güvensiz, bana karşı ilgisi ve... cinsel isteği olmayan biri tarafından dövülürken ağlamak, çığlık atmak ve onunla boğuşmak istiyordum.
اريد البكاء, الصراخ, الصراع من شخصاً لايملك اية احاسيس, لايتملكة رغبة جنسية منى

"Şimdi size her şeyini kaybeden zengin bir ailenin ve her şeyi düzeltmekten başka çaresi olmayan bir oğlun hikayesini anlatacağız."
والآن مع حكاية العائلة الثرية التي فقدت كلّ ماتملك وهذا هو الابن الذي لايملك أيّ خيار سوى أن يبقيهم معاً

Partnerinin isteyip istemediğini bile fark edemeyen bir erkeğin, ...bir kadını baştan çıkarmaya hakkı yoktur.
الرجل الذي لايرى ان كان شريكه لا يريد فعلها لايملك الحق لاغواءالفتاة بالقوه

Veya belki de Kriptonlular aynı güçlere sahip değil.
أو ربما لايملك الناس على كوكب كريبتون نفس القدرات

Her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve onları bir arada tutmaktan başka çaresi olmayan bir oğlun hikâyesi.
والآن مع حكاية العائلة الثرية التي فقدت كل ماتملك وهذا الابن الذي لايملك إلا هذا الخيار وهو أن يبقيهم معاً

Pürüzsüz cildi ve kusursuz dişleri olmayan herkes için okul bir cehenneme dönüştü.
المدرسة تصبح كابوس لأي احد من لايملك بشرة سليمة وأسنان مثالية

Söylediklerine göre taksi sürücüsüne, bacağı ve parmakları olmayan birini soruyormuş.
واسمع هذا وكان الرجل يتصبب عرقا ويسأل عن شخص لايملك قدم أو أصابع

Geleceği bir anda iptal edilmiş bir ailenin ve kendisini toparlamaktan başka çaresi olmayan bir evladın hikayesi.
والآن مع حكاية العائلة التي تمّ إلغاء مستقبلها فجأة وهذا الابن الذي لايملك أيّ خيار سوى إنقاذ نفسه

Şimdi geleceği aniden yayından kaldırılmış bir aile ve kendini toparlamaktan başka çaresi olmayan oğullarının hikayesi.
والآن، مع حكاية العائلة التي تمّ إلغاء مستقبلها فجأة وهذا الابن الذي لايملك أيّ خيار سوى أن ينقذ نفسه

Şimdi geleceği aniden yayından kaldırılmış bir aile ve kendini toparlamaktan başka çaresi olmayan oğullarının hikayesi.
والآن مع حكاية العائلة التي تمّ إلغاء مستقبلها فجأة وهذا الابن الذي لايملك أيّ خيار سوى أن ينقذ نفسه

Geleceği ansızın iptal edilmiş bir ailenin ve kendini toparlamaktan başka çaresi olmayan bir evlâdın hikayesi.
والآن مع قصة عائلة قد ألغي مُستقبلها فجأة وابنها الوحيد... الذي لايملك أيّ خيار سوى أن يستجمع قواه

Hala ekranı olmayan şeylere inananlar var diye ağzın kulaklarında olmalı.
بسعادة غامرة لوجود أي شخص يؤمن بأي شيء لايملك "شاشة" بعد الآن.

Aramızda, yüreğinde ölüm olmayan tek kişi Hector'muş.
ياللسخرية .. إنّ (هيكتور) الوحيد بيننا . الّذي لايملك موتاً بقلبه

Muhtemelen ateş edenin bir suç kaydı yoktur.
القاتل مرجح أنه لايملك سجل جنائي

Frank'te o kadar nakit yoktur.
الأن، "فرانك" لايملك هذا النوع من النقد.

Belki Bette 'e gore olan dünyada... ama Bette'e gore olan dünya bir zamanlar sahip olduğu desteklere sahip değil,... .. ne dediğimi anlıyo musun küçük kardeşim?
ربما ذلك العالم في منظور (بيت) لكن العالم في منظور (بيت) لايملك أناساً مؤازرين أتعلمين ماذا أقصد يا أختي؟