"لا أحفل" - Translation from Arabic to Turkish

    • umurumda değil
        
    • umrumda değil
        
    • umurumda bile değil
        
    Kitabında ne yazdığı umurumda değil. Bu adam soyguncu değil. Open Subtitles لا أحفل بما تذكره قائمتكَ، فإنّه غير ضالع في إثم.
    Kim olduğunuz ne yaptığınız veya kime yaptığınız umurumda değil. Open Subtitles لا أحفل من تكونون وما فعلتموه وبمن فعلتم ذلك
    - Dinle dükkân umurumda değil, yıktıracağım zaten. Open Subtitles لا أحفل بعملك. سأدمّر المحل على أيّة حال.
    Diyeceklerin umurumda değil. Open Subtitles في الحقيقة، لا أحفل لما ستقوله فأنا أظنه الفاعل
    İlk işediğinde çükünü tutan kişi olsa bile umrumda değil. Open Subtitles لا أحفل إذا كان حمل عضوك أثناء أول مرّة تبوّلت فيها
    Gerekçeniz umurumda bile değil. Reise fazla bel bağlıyorsunuz. Open Subtitles لا أحفل بداوفعكم، كما أنّكم تعوّلون على الزّعيم كثيرًا.
    Kendilerine sakladıkları sürece insanların ne yaptıkları umurumda değil. Open Subtitles لا أحفل بما يفعله المواطنون، طالما لا يتعدون حدودهم لإيذاء آخرين.
    umurumda değil... 100.doğum günün de olsa... ..sakın böyle bir eğlenceye gizlice girmeye kalkma bir daha. Open Subtitles لا أحفل وإن كان عيد ميلادكِ الـ100، إيّاكِ أن تنسلّي إلى حفلٍ هكذا ثانيةً.
    Kimi koruyorsun ya da neden koruyorsun umurumda değil ama an itibariyle ben seni korumaya başlayacağım. Open Subtitles لا أحفل بمن تحميه أو بالسبب. ولكن بدءاً من الآن، سأتولى حمايتك.
    Kimi koruyorsun ya da neden koruyorsun umurumda değil ama an itibariyle ben seni korumaya başlayacağım. Open Subtitles لا أحفل بمن تحميه أو بالسبب. ولكن بدءاً من الآن، سأتولى حمايتك.
    Altı yıl öncesi zerre kadar umurumda değil. Ben onun şimdi nerede olduğunu bilmek istiyorum. Open Subtitles لا أحفل بمكانه منذ 6 أعوم، أريد معرفة مكانه الراهن
    Tedavi benim umurumda değil. Aslında kim neden vampir olmak istemez onu da anlamıyorum. Open Subtitles لا أحفل بالترياق، بل وأجهل لم يأبى أي أحد كونه مصّاص دماء
    Ayın 27'sinde, 16.15'de dediklerim veya demediklerim umurumda değil. Open Subtitles لا أحفل ماذا قلت أولم أقوله في اليوم الـ27 السّاعة الرـ4 والرّبع.
    Neye ihtiyacının olduğu pek de umurumda değil. Sadece kendi ihtiyaçlarım umurumda. Open Subtitles لا أحفل بما تحتاجين، بل أحفل بما أحتاجه فقط.
    Dinle, bu şehirde diğerlerinin benim hakkımda ne düşündükleri umurumda değil. Open Subtitles أنصت، لا أحفل برأي أيّ أحد آخر بالمدينة فيّ
    İçinde zeytin olduğu sürece ne olduğu umurumda değil. Open Subtitles لا أحفل بما سيكون طالما فيه الكثير من الزيتون.
    Arkadaşlarınızın kim olduğu umurumda değil. Anlaştık mı? Open Subtitles لا أحفل بهويّة أصدقائك، هل نفهم بعضنا بعضًا؟
    Ne olduğun ya da ne yaptığın umurumda değil. Ama bence burada olmanın bir sebebi var. Open Subtitles لا أحفل بماهيّتك أو كيف تفعل ما تفعله، لكنّي أظنّك هنا لسبب.
    Kurallar umurumda değil dediğimi duymadın galiba? Open Subtitles أأغفلت ما رميتُ له بكوني لا أحفل بالقواعد؟
    Genç aşıklar umurumda değil. Bir görevleri var. Bitirseler iyi olur. Open Subtitles لا أحفل بالعاشقين الصغيرين، لديهما مهمّة ويحسن بهما إنجازها.
    Kimin öldüğü umrumda değil. Ama sen umursuyorsun. Bana boyun eğ. Open Subtitles لا أحفل بأيّ أحد يموت، لكن طالما تحفَل، فأشبِع ملذّاتي.
    Sonradan konuşuyorsun desen de umurumda bile değil. Open Subtitles حسنٌ، لا أحفل إن تحسبي كلامي ناجمًا عن إدراك متأخّر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more