- Bilgisayar da Göremiyorum. - Bir şeyler ters. | Open Subtitles | ــ لا أراه يستخدم حاسوباً ــ ثمة أمر مريب |
Özür dilerim, kaleminizi görmedim. Aslında hala Göremiyorum. | Open Subtitles | أنا آسفة يا عضو الكونغرس، لم أر دبّوسك، في الحقيقة ما زلت لا أراه |
Ağabeyim San Diego'ya taşındığı için pek Göremiyorum. | Open Subtitles | إنتقل أخي الى سان دييغو لهذا لا أراه كثيرا |
Onun golf oynadığını Görmüyorum artık. Hâlâ oynuyor mu? | Open Subtitles | لا أراه يلعب الغولف مؤخراً هل لازال يلعب؟ |
Bunu diğer şoförlere yaptığını Görmüyorum. | Open Subtitles | لا أراه يقوم بهذه الخساسة مع باقي السائقين |
- Onu görmedim ki. Tüm birimler. Şüpheli hâlâ kayıp. | Open Subtitles | لم لا أراه الى جميع الوحدات, المشتبهين ما زالوا طلقاء |
Fark, görmediğim birşey değil. Hissetmediğim birşey. | Open Subtitles | الفارق ليس الشخص الذى لا أراه بل الشخص الذى لا أشعر به |
Onu Göremiyorum, ama bir kaç kişinin acaba görmüşmüyümdür diye beni gözlemlediğini görüyorum | Open Subtitles | أنا لا أراه , ولكني شاهدت شخصين يراقبانني في حال شاهدته |
Sanırım izini kaybediyoruz. Onu Göremiyorum. | Open Subtitles | أظن أن الدرب الخاص به اختفى فأنا لا أراه |
Burada patlayıcılarla ilgili birini Göremiyorum. | Open Subtitles | ما لا أراه هو ادلة لشخص من مهتم بالمتفجرات؟ |
Söylemeliyim ki, eğer katil bu çizelgelerde saklanıyorsa ben Göremiyorum. | Open Subtitles | لا بد لي من القول، إن اختباء القاتل في هذه الجداول أنا فقط لا أراه |
Henüz onu Göremiyorum ama o çok yakında. | Open Subtitles | انا لا أراه بعد ولكنه قريب للغايه |
- Onu Göremiyorum. - Nasıl olduğunu gördün mü? | Open Subtitles | أنا لا أراه فى الطريق هل رأيت ما حدث؟ |
- Onu Göremiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أراه فى الطريق هل رأيت ما حدث؟ |
Etrafımız güzelliklerle dolu... ama onları Göremiyorum. | Open Subtitles | يوجد جمال رائع حولي و لكني لا أراه |
Onu Görmüyorum. | Open Subtitles | أم لا يمكنكِ رؤيته ثم ستضرب أجراس الإنذار؟ لا أراه حقًا |
Seni kurtarmak için buraya koştuğunu Görmüyorum. | Open Subtitles | أنني لا أراه يسرع بالقدوم إلى هنا لينقذك. |
İşin tuhafı, başta benim arkadaşımdı ama artık onu hiç Görmüyorum. | Open Subtitles | الشيء المضحك هو انه كان صديقي أولا، ولكن الآن أنا لا أراه أو هيلي ايضاً |
Ben o şekilde Görmüyorum ancak bu yeni gerçekliğin bazı romantik ilişkileri sınayabileceğini biliyoruz. | Open Subtitles | لكني لا أراه من ذلك الجانب إلا أننا نتفهم أن هذا الواقع الجديد قد يكون اختباراً لأواصر بعض العلاقات الرومنسية |
''İzleyiciler'' demek istemiyorum, çünkü bizi iki farklı şey olarak Görmüyorum. | TED | لا أرغب أن أقول، "الجمهور"، لأنني لا أراه حقًا وكأننا شيئان منفصلان. |
Geleceğini parlak görmediğim tek ihtimal, başkanın zenci, eşcinsel ve ölü olması. | Open Subtitles | لكن خليطاً واحداً لا أراه يتحقق هو أسود، شاذ و ميت |
Charlie amcan dışarıda onu görmediğimi sanıyor ama babaannen her şeyi görür. | Open Subtitles | عمّك "تشارلي "َ يعتقد ..أني لا أراه. لكن الجدة ترى كُلّ شيء... |