"لا أظن أنه" - Translation from Arabic to Turkish

• sanmıyorum
• düşünüyorum
• bence
• sanmam
• olduğunu düşünmüyorum
• sanırım

Hayır, hayır. Para veya başka bir şey istediğini sanmıyorum.
لا أظن أنه يريد مالاً أو شئ من هذا النوع

Bu adil değil! Görev sorumluluğu duymanın yanlış olduğunu sanmıyorum.
ليس هذا إنصاف، لا أظن أنه من الخطأ الإحساس بالواجب

Evet, ben pek bu evliliği tam anlamıyla onaylayabileceğimi sanmıyorum.
نعم، لا أظن أنه يمكنني الإحتماع تحت سقف واحد معهما

Sadece gerçek aşkınla seviştikten sonra koşup bir adamla evlenmemen gerektiğini düşünüyorum.
لا أظن أنه يمكنك أن تتسرعي بالزواج من رجل بعد ممارسة الحب اللطيف مع حبك الحقيقي

- Ya, pardon, bakar mısın. - bence seni dinlemiyor.
اووه ، المعذرة ، المعذرة لا أظن أنه يستمع لك

Bizi dünyanın en iyi yerine götürdüğünü sanmıyorum, ...fakat onunlayım.
لا أظن أنه يقدم العرض الأفضل في العالم لكنني معه

(Alkış) Çok büyük bir alkışı hakediyor gerçekten çünkü son üç aydır pek uyuduğunu sanmıyorum.
تصفيييق إنه يستحق الكثير من التصفيق لأني لا أظن أنه نام كثيرا خلال الشهور الثلاث الماضيه ، حقيقتا

Beni seyret, baba. Henüz atlayabileceğini sanmıyorum Bonnie.
لا أظن أنه يجب أن تقومي بالقفز بعد يا بوني

Ama sana karşı kendini kaybedeceğini sanmıyorum.
وعندما يتمكله لا أظن أنه سيفقد أعصابه معكِ

Tuvalete gitmem gerekiyor, tutabileceğimi sanmıyorum.
يجب أن أذهب إلى المرحاض، لا أظن أنه بإمكاني التحمل أكثر

Eğer, Tanrı varsa onun kötü biri olduğunu sanmıyorum.
أتعرف؟ لو اتضح أن الرب موجود، فأنا لا أظن أنه شريرٌ.

Ama kendi kendinize yaşayabilecek kadar kalabalık olduğunuzu sanmıyorum.
لكنى لا أظن أنه لا يوجد عدد كاف منكم يعيش فى يُسْر طَوْعاً

Hayır, bunun mümkün olacağını sanmıyorum. Hiç mümkün değil.
كلا، لا أظن أن هذا ممكناً لا أظن أنه ممكن على الإطلاق

Biliyor musun. Onun kadar iyi bir kadın bulmanın mümkün olduğunu sanmıyorum.
حقاً, لا أظن أنه من الممكن إيجاد امرأة بمثل التميز الذي كانت عليه , أتفهمني؟

Onun kasten burada bırakıldığını sanmıyorum Elliott.
إليوت , أنا لا أظن أنه تـُـرك هنا عن قصد

Bunu anlamanın mümkün olduğunu sanmıyorum.
لا أظن أنه هناك طريقة تجعلك تفهمين هذا الأمر.

Her neyse, beni henüz tanıdığını sanmıyorum.
على كل الحال, لا أظن أنه يعلم بأمري حتى الآن

İyi çünkü bunu tek başıma yapabileceğimi sanmıyorum.
جيد، لأنني لا أظن أنه يمكنني فعلها بنفسي

Asıl sevdiğin ile sevişip ondan sonra gidip bir herifle evlenemezsin diye düşünüyorum.
لا أظن أنه يمكنك أن تتسرعي بالزواج من رجل بعد ممارسة الحب اللطيف مع حبك الحقيقي

bence onu kiliseye getirmenize gerek yok.
لا أظن أنه في السن المناسب للحضور لمذبح الكنيسة بعد

- Gaz mı? Ülkenin bu tarafında gaz saldırısı olacağını hiç sanmam, hayatım.
لا أظن أنه سـيحدث هجوم بالغاز على هذه القرية ولا يمكن حدوث هذا

Uğraşılacak bu kadar şey olduğunu düşünmüyorum.
أنا أقدِر مجهودك، لكنني لا أظن أنه يوجد الكثير لتفعليه.

32 yıldan sonra birbirimize pek bir sürprizimiz kalmadı sanırım.
بعد 32 عام، لا أظن أنه مازال لدينا أي مفاجآت