| - Dedektifler, tutuklayın onu. - Yalan söylemiyorum. | Open Subtitles | أيّها العملاء ، ألقوا القبض عليه أنا لا أكذب |
| Tony, bana inanmalısın. Bu kez Yalan söylemiyorum. | Open Subtitles | تونى , يجب أن تُصدقنى . إننى لا أكذب هذه المرة |
| Yalan söylemiyorum! Daha herkesi aramadım. Lütfen, bana yardım etmelisin. | Open Subtitles | أنا لا أكذب ، لم أجرب أحداً بعد أرجوك ، يجب أن تساعدني |
| Aslında biliyor musun... ben yalan söylemem. Ben onları vurmaya gidiyorum. | Open Subtitles | في الواقع، أتعلمين أمراً، أنا لا أكذب أنا فقط سأذهب لأقتلهم |
| Bu Yalan değil. | Open Subtitles | ماذا تقولين؟ لا أكذب عليكِ هذه هي الحقيقة |
| - Bana yalan söyleme, doktor. - Bakın, ben Yalan söylemiyorum. | Open Subtitles | ـ لا تذكب على يا دكتور ـ انظر، أنا لا أكذب عليك |
| Yalan söylemiyorum. Ve prensese bir mesaj yollamak istiyorsanız... | Open Subtitles | أنا لا أكذب إن أردتم إرسال رسالة إلى الأميرة |
| Eğer bana bir şey olsaydı, bunu bilirdim. Yalan söylemiyorum. | Open Subtitles | كولكونيل سأعلم إذا حصل شئ مثل هذا لي سوف أعلم , أنا لا أكذب |
| Sana Yalan söylemiyorum. Seni kandırmıyorum. - Senden kesinlikle kaçmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أكذب عليك و لا أخونك و بالتأكيد أنا لا أتجنبك |
| - Bilirsin bana yalan söylemenden nefret ederim. - Yalan söylemiyorum. | Open Subtitles | تعرف أنني أكره أن تكذب علي - أنا لا أكذب - |
| Yalan söylemiyorum. Gerçekten, Marriott'ta bir kilisede aldım. | Open Subtitles | ــ أنا لا أكذب ــ جدياً، اتّبعت حلقة دراسية في الـ ماريوت |
| Erkek arkadaşımı kaçırdı. Yalan söylemiyorum. Beni öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | لقد أخذ صديقي، أنا لا أكذب لقد حاول قتلي، لقد رأيت السيارة |
| Gelmediğini söyledim ya. Yalan söylemiyorum. | Open Subtitles | لقد أخبرتك مسبقًا ، لم يكن هناك ، أنا لا أكذب |
| Hayır, Yalan söylemiyorum. Kanıtlayabilirim, bak. | Open Subtitles | لا ، أنا لا أكذب أستطيع أن أثبت لك ، انظري |
| Yemin ederim, Yalan söylemiyorum. | Open Subtitles | أقسم لك بأني لا أكذب لقد شاهدته يقوم بذلك |
| - Yalan söylemiyorum, yoldaş. | Open Subtitles | . أنا لا أكذب أيها الرفيق . وأيضاً لا تُناديني بـرفيق |
| Tabi ki bizdik. Böyle bir konuda yalan söylemem. | Open Subtitles | لماذا ، نحن أول ناس أنا لا أكذب بشأن هذا الأمر |
| Tabii ki eminim. yalan söylemem, bilirsin. | Open Subtitles | بالطبع أنا متأكدة , فأنا لا أكذب و أنت تعرف ذلك |
| Bu Yalan değil. | Open Subtitles | ماذا تقولين؟ لا أكذب عليكِ هذه هي الحقيقة |
| Yalan değil. Ben geldiğimde her yeri çürüktü. | Open Subtitles | لا أكذب , إنها لاتزال تبدو مثل الكدمة الكبيرة عندما وصلت إلى هنا |
| Yalan yok, aslında teknik olarak bu kadar iyi olmana hayret ettim. | Open Subtitles | أنا لا أكذب, في الواقع تعجبت من مهارتكِ |
| - Söylemiyorum. Az önce ayrıldı. - Ne söyledi ? | Open Subtitles | لا أكذب,لقد رحلت للتو ماذا قالت؟ |
| Ama en azından kendime yalan söylemedim. | Open Subtitles | لكن على الأقل انا لا أكذب على نفسي بذلك والأن ساعدني |
| Nasıl biri olduğumu gayet iyi biliyorsun. Kendine yalan söyleme. Ben söylemiyorum. | Open Subtitles | تعرفين من أي الرجال أنا لا تكذبي على نفسكِ, فأنا لا أكذب |