Burada ana caddenin ortasında dikilip... pis ayaklarına bakmaya hiç niyetim yok! | Open Subtitles | بالتأكيد لا أنوى الوقوف بمنتصف الشارع والنظر لرجلك القذرة |
Hiç niyetim yok. Tekrar açılmak için ne zaman hazır olabilirsiniz? | Open Subtitles | . لا أنوى ذلك متى يمكننا أن نكون جاهزين للأبحار مرة أخرى ؟ |
Hayatımı bir hayaletin peşinden koşarak harcamaya niyetim yok. | Open Subtitles | أنا لا أنوى إهدار حياتي على ملاحقة الأشباح |
Bana hayatımın fırsatını verdiniz ve bunu berbat etmeye niyetim yok. | Open Subtitles | أعطيتني فرصة العمر، وأنا لا أنوى تبذيره. |
Aldatan erkeklere çip takma gibi bir niyetim yok, sadece suçlulara. | Open Subtitles | انا لا أنوى وضع رقاقة للبالغين ، المجرمون فحسب |
Öyle bir niyetim yok. | Open Subtitles | أنا لا أنوى أن أكون. |
Boston'dan buraya Madeline'i görmek için at sürdüm ve onu görmeden gitmeye niyetim yok. | Open Subtitles | لقد جئت من طريق بوسطن الشاق لرؤية (مادلين) لا أنوى الرحيل بدون رؤيتها |
Bekleyip görmeye niyetim yok. | Open Subtitles | أنا لا أنوى الإنتظار وfiind خارج. |
Uçağı Meksika'ya geri döndürmediğimiz müddetçe Nina bize yok etme kodunu vermeyecek, ve bunu yapmaya hiç de niyetim yok. | Open Subtitles | (نينا) لن تعطنا شفرة قتل الفيروس إلا اذا ادرنا الطائرة الى المكسيك وأنا لا أنوى فعل ذلك |
Aranıza katılma niyetim yok. | Open Subtitles | . لا أنوى الأنضمام إلى مهمتك |
Neyse. Zaten onunla evlenmeye niyetim yok. | Open Subtitles | على أية حال ، لا أنوى الزواج |
Barışı boşa harcamaya niyetim yok. | Open Subtitles | لا أنوى أن أهدر السلام |
Öyle bir niyetim yok. | Open Subtitles | أنا لا أنوى هذا. |