Aslında Önemli değil. Ben de gidip hava almak istiyordum. | Open Subtitles | أتعلمون، لا بأس بذلك فى الواقع أنا أريد بعض الهواء |
Önemli değil hayatım, zamanında ne krallar bana ters davrandı. | Open Subtitles | لا بأس بذلك ياعزيزتي، لقد هجرني الكثير من الملوك في زماني |
Bunları bilmiyorsanız Sorun yok. Çoğu oyuncu muhtemelen bilir. | TED | و اذا لم تعرفوهم, لا بأس بذلك. معظم اللاعبين العاديين ربما يعرفون. |
Sizi zengin ettigi sürece Sorun yok. | Open Subtitles | لا بأس بذلك بالنسبة لكم طالما أنه يُساهم بغناكم المادي |
Burada bazen mankenler olabilir. Umarım sorun olmaz. | Open Subtitles | ستأتي بعض العارضات إلي هنا من وقت للآخر ، أعتقد أنه لا بأس بذلك |
- Sorun değil mi? - O ne yaptığını bilir. | Open Subtitles | حسناً ، أنه حصان البحر ، لكن لا بأس بذلك |
Önemli değil, biz arkadaşız, değil mi? | Open Subtitles | لا بأس بذلك بعد كل هذا، نحن أصدقاء مقربون |
Önemli değil, boş ver. Seni duymadım, ninja gibisin. | Open Subtitles | لا بأس , لا بأس بذلك أنا لم أسمعك , أنت مثل النينجا |
Önemli değil, alışman zaman alır. | Open Subtitles | لا بأس بذلك. كما تعلم, ما زلت لم تعتاد عليها. |
Önemli değil, çünkü onlar aynı zamanda, gençlerin oy vermediğini, politikayla ilgilenmediğini iddia ediyorlar, ama size söylüyorum, geleceğiniz sizin seçimlerinize bağlı, onlarınkine değil. | Open Subtitles | لكن لا بأس بذلك لأنهم نفس الناس الذين يقولون أن الشباب لا يصوتون و الشباب لا يهتمون بالسياسة |
Ama Önemli değil, çünkü param var. | Open Subtitles | ولكن كما ترى، لا بأس بذلك لأنني أمتلك المال |
Evet, mezun olamayabilirim ama Önemli değil çünkü elbiseler kadınlara, püsküller striptizcilere yakışır. | Open Subtitles | أجل، أنا قد لا أتخرج، لكن لا بأس بذلك لأن العباءات للنســاء والمشروبات هي للمتعريات. |
Tamam, tamam. Sorun yok. Popona onun ismini dövmeyle yazdırmadın. | Open Subtitles | هوني على نفسك لا بأس بذلك إنه ليس وشماً و لم تضعي لا يمكنك إزالته |
Hadi canım, hiçbir Sorun yok. | Open Subtitles | لا بأس بذلك ربما يكون جيداً إذا كنت تفهمين قصدي |
Sorun yok. Tekrar dene. | Open Subtitles | حسناً, لا بأس بذلك, ها نحنُ ذا دورة أخرى |
Kendin gibi davranmalısın, ki bu halinle çok sevimlisin bu açıdan hiç Sorun yok. | Open Subtitles | فقط عليكِ أن تكوني نفسكِ ، و ذلك ما تفعلينه بلطف ، حيث لا بأس بذلك |
Buraya bakıyor sadece. Sorun yok. | Open Subtitles | ليس كذلك, إنهُ ينظر لهذه الجهة لا بأس بذلك |
Ama düşündüm de belki bu seferlik bir sorun olmaz. | Open Subtitles | لكنني أملت أن ربما هذه المرة لا بأس بذلك |
- Herkese anlatacak. - Sorun değil, büyük ihtimal en iyisi bu. | Open Subtitles | سيقوم بإخبار الجميع لا بأس بذلك, لعل ذلك سيكون لصالحنا |
Dans dersine mi dönsün, Bana uyar. | Open Subtitles | كلا، إن أردتي منهم القيام بالرقص لا بأس بذلك معي |
Hepinizi birden görmek çok iyi. Hiç sorun değil. | Open Subtitles | لا بأس بذلك يا سيدي لا تقلق بشأن ذلك |
Bunu söylemen beni acıtıyor, fakat Her şey yolunda çünkü bunun doğru olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | -ان قولك هذا يؤلمني فعلا. -ولكن لا بأس بذلك, لأني اعلم انه ليس الحقيقه. |