Senden daha yüce bir varlığın seni yaratıp, sevdiğine ve kolladığına inanmıyorsun yani? | Open Subtitles | أنتِ لا تؤمنين بذلك أن بالأعلى يجري خلقكِ و حبكِ و رعاكِ ؟ |
Son göremiyorsun. Doğru olduğuna inanmıyorsun | Open Subtitles | الأمر لا نهاية له أنت لا تؤمنين بأنها الحقيقة |
Tanrı'ya inanmıyorsun ama adamın birine inanıyorsun. | Open Subtitles | لا تؤمنين بالله لكن مستعدة لوضع إيمانك التام برجل؟ |
Artık şirketin bunu örtbas ettiğine inanmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | اذا انت لا تؤمنين البتة بأن الشركة قامت باخفائه |
İsa'ya inanıyorsun ama mucizelere inanmıyor musun? | Open Subtitles | أتؤمنين بالمسيح، لكن لا تؤمنين بالمعجزات؟ |
Ayrıca sen psikolojiye inanmazsın. | Open Subtitles | وأتعلمين شيئاً؟ أنت لا تؤمنين حتى بعلم النفس. صحيح؟ |
Eğer ona inanmıyorsan, başka şeylerde var. | Open Subtitles | طالما أنك لا تؤمنين بهذا الهراء فهناك هراء آخر |
İnançlı bir kadın olduğunu görebiliyorum. Ama kocanla aynı şeylere inanmıyorsun. | Open Subtitles | يمكنني رؤية أنكِ إمرأة مؤمنة، لكن لا تؤمنين بنفس الأشياء التي يؤمن بها زوجك |
yaşamdan sonrasına neden inanmıyorsun? | Open Subtitles | إذن،أنتِ لا تؤمنين بالحياة الأخرى؟ لماذا؟ |
Helikopterde söylediklerine gerçekten inanmıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تؤمنين حقا بما قلتيه في المروحية ، أليس كذلك؟ |
Evet hoşsun ama deve gibi uzunsun ve hayaletlere de inanmıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ جميلة جداً ، ولكنكِ طويلة بشكل مخيف ، كما أنكِ لا تؤمنين بوجود الأشباح |
Harika olmadığını düşünüyorsan demek ki hayalime inanmıyorsun. | Open Subtitles | و اذا لم تعتقدي انه رائع هذا يعني أنك لا تؤمنين بحلمي |
- Bayan Shirley'e inanmıyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتي لا تؤمنين بالآنسية شيرلي أليس كذلك؟ |
Çadıların varlığına inanmadığını duydum. | Open Subtitles | سمعت شائعة تقول أنك لا تؤمنين . بوجود ساحرات في هذا العالم هل هذا حقيقي؟ |
Peri masallarına inanmadığını sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ قلتى أنكِ لا تؤمنين بالخرافات |
Pekala, perileri inanmadığını biliyorum ve senden inanmanı istemiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أعلم بأنكِ لا تؤمنين بالجنّيات، و أنا لا أطلب منكِ هذا |
Sen lanete inanmıyor olabilirsin, ama ben sana inanıyorum. | Open Subtitles | ربّما لا تؤمنين بوجود اللعنة لكنّي أؤمن بك |
Evrime inanmıyor musun? | Open Subtitles | لا تؤمنين بنظرية نشأة الإنسان؟ |
Hiç şaşırmadım. Sen hiçbir şeye inanmazsın zaten. | Open Subtitles | و ما الغريب في ذلك , أنا لا تؤمنين بأيّ شيء |
Kendinden başka birine veya bir şeye inanmazsın diye. | Open Subtitles | لأنّك لا تؤمنين بقدرات أحد غيرك |
Sen geçmeye layık olduğuna inanmıyorsan ben nasıl inanayım? | Open Subtitles | إذا كنت لا تؤمنين أنك تستحقين النجاح ، لماذا أفعل ذلك ؟ |
İnandığın için mi yoksa inanmadığın için mi? | Open Subtitles | هل هذا بسبب أنكِ لا تؤمنين , أو إنه بسبب أنك تفعلين ؟ |
-Gerçekten lanete inanmıyorsunuz değil mi? -Hayır. | Open Subtitles | ـ لا تؤمنين باللعنات, أليس كذلك ؟ |