"لا تجرؤ على" - Translation from Arabic to Turkish

    • cüret etme
        
    • Sakın beni
        
    • kalkma
        
    • Sakın bana
        
    • nasıl cüret edersin
        
    • Sakın o
        
    • - Sakın
        
    • Sakın bir
        
    • cesaretin yok
        
    • cesaret edemezsin
        
    Lindsay hakkında konuşmaya cüret etme. Onu tanımıyordun. Open Subtitles لا تجرؤ على التحدث عن ليندساي أنت لم تعرفها
    Sakın beni karşına alma. Open Subtitles لا تجرؤ على تعليمي كيف أقوم بعملي
    Bana sadece bir tek şey söyle ve sakın yalan söylemeye kalkma. Open Subtitles اخبرني فقط بشيء واحد، و لا تجرؤ على الكذب.
    Sakın bana bir kutunun dışında beklemekten bahsetme. Open Subtitles لا تجرؤ على الحديث معي حول الإنتظار خارج صندوق
    Mikey'ın önünde benimle böyle konuşmaya nasıl cüret edersin? Open Subtitles لا تجرؤ على التحدث معي مثل ذلك أمام ميكي!
    Sakın o aptal silahlarınızla oynamaya kalkmayın. Open Subtitles لا تجرؤ على اطلاق النار من بنادقكم الغبية.
    - Sakın ona zarar vereyim deme. Open Subtitles لا تجرؤ على فعل أي شيء ل تضره.
    Sakın bir daha evime gelme. Open Subtitles لا تجرؤ على القدوم الى منزلي ثانية
    Sürekli ilerliyorsun, çünkü geri dönmeye cesaretin yok. Open Subtitles ودائماً ما ترحل . لأنك لا تجرؤ على العودة
    Yüzümüze bakmaya cesaret edemezsin. Open Subtitles أنت حتى لا تجرؤ على النظر إلينا.
    - Bana yenge demeye sakın cüret etme. Open Subtitles ‏ ‎لا تجرؤ على مناداتي بزوجة أخي.
    Sakın beni durdurmaya cüret etme. Open Subtitles لا تجرؤ على محاولة ايقافي
    Sırf aynı üniformayı giyiyoruz diye, beni Kendrick ve Jessup'la aynı kefeye koymaya sakın cüret etme. Open Subtitles لا تجرؤ على الخلط بيني و بين (جيساب) و (كندريك) لأننا نرتدي نفس الزي
    Sakın beni karşına alma. Open Subtitles لا تجرؤ على تعليمي كيف أقوم بعملي
    Sakın beni sevdiğini söyleme seni sapık ucube. Open Subtitles لا تجرؤ على قول أنك تحبني، أيها المختل المعتوه!
    Geride kaldığın için kendini acındırmaya kalkma. Open Subtitles لا تجرؤ على الشعور بالأسى لنفسك لأنك قادر على البقاء من بعدي.
    Sakın orada durup bir haydut gibi beni tehdit etmeye kalkma! Open Subtitles لا تجرؤ على أن تقف هناك وتهددني مثل رجل عصابات
    Sakın bana demiryolundan söz etme! Open Subtitles لا تجرؤ على التحدث إلي عن سكة القطار
    Sakın bana dokunayım deme! Defol git evimden! Open Subtitles لا تجرؤ على لمسى فقط اخرج من المنزل
    Mikey'ın önünde benimle böyle konuşmaya nasıl cüret edersin? Open Subtitles لا تجرؤ على التحدث معي هكذا أمام (مايكي)
    Benim kadınıma dokunmaya nasıl cüret edersin... Open Subtitles لا تجرؤ على لمس فتاتي...
    Sakın yapayım deme. Sakın o silahı bana doğrultayım deme! Open Subtitles لا تجرؤ على تصويب هذا تجاهي يجبأنتصوّبهتجاهها!
    - Doğrusu, emin değilim. - Sakın ola yapma. Open Subtitles في الواقع لست متأكدا - لا تجرؤ على فعل ذلك -
    Sakın bir şeyleri hareketlendirmeye kalkma James! Open Subtitles لا تجرؤ على بدء التحفيز يا (جيمس) أنا لست في مزاج رائق
    Sürekli ilerliyorsun, çünkü geri dönmeye cesaretin yok. Open Subtitles ودائماً ما ترحل . لأنك لا تجرؤ على العودة
    cesaret edemezsin. Open Subtitles أنت لا تجرؤ على القيام بذلك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more