Burada olmayı hak etmiyorsun sen. Yaptıkların, geri döndürülemez şeyler. | Open Subtitles | إنّك لا تستحقّين التواجد هنا، إن ما أثمتِه لا يُغتفر |
hak etmiyorsun demiyorum. Ayrıca doğum günün önümüzdeki hafta ki senin. | Open Subtitles | لا أقول أنّك لا تستحقّين ذلك، كما أنّ عيد ميلادك الأسبوع المقبل. |
O vazifeleri yerine getiremediğin için... hiçbir şeyi hak etmiyorsun. | Open Subtitles | لأنّك فشلت بتأديتها بشكل مدهش وبالتالي لا تستحقّين شيئاً |
Ve de haklısın. Bir daha kapatılmayı hak etmiyorsun. | Open Subtitles | وأنت محقّة لا تستحقّين أنْ تُحتجزي ثانية |
- Sen bunu hak etmiyorsun. - Hayır,ama bunu da hak etmiyorum. | Open Subtitles | لا تستحقّين ذلك - لا أنا لا أستحقّ هذا، أيضاً - |
Bunların hiçbirini hak etmiyorsun. | Open Subtitles | لا تستحقّين أيّاً مِنْ هذا |
Jambonumu hak etmiyorsun. | Open Subtitles | لا تستحقّين لحمي المقدّد |