Bunun cidden bir pizza rekabeti olduğunu düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ لا تظنّ حقاً أنّ هذا نوع من التنافس على البيتزا، أليس كذلك؟ |
Tüm o hortkulukları tek başına bulabileceğini düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا تظنّ حقـّاً أنـّكَ ستذهب وتجد باقي قطع الـ"هوركروكس" وحدك ، أليس كذلك ؟ |
Tüm o hortkulukları tek başına bulabileceğini düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا تظنّ حقـّاً أنـّكَ ستذهب وتجد باقي قطع الـ"هوركروكس" وحدك ، أليس كذلك ؟ |
- Bana değil. Aslında sen kendini zeki olarak görmüyorsun. | Open Subtitles | في الحقيقةِ، إنّكَ لا تظنّ نفسكَ ذكيًّا. |
Aslında sen kendini zeki olarak görmüyorsun. | Open Subtitles | في الحقيقةِ، إنّكَ لا تظنّ نفسكَ ذكيًّا. |
- Durun, hiç sanmıyor mu... | Open Subtitles | -مهلًا، لا تظنّ ... |
- Durun, hiç sanmıyor mu... | Open Subtitles | -مهلًا، لا تظنّ ... |
Evet, evet, evet, daha öncesinde hasta olduğunu düşünmüyorsun. | Open Subtitles | أجل، أجل، أجل لا تظنّ أنّه كان مريضاً قبلها فهمنا هذا! |
Bunun gerçek olduğunu düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | -حسناً، أنتَ لا تظنّ بأنّ هذا حقيقي، صحيح؟ |
Bunu Victor'un yaptığını düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تظنّ بأنّ (فيكتور) له علاقة بهذا الأمر، أليس كذلك؟ |
- Gerçek olduğunu düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتَ لا تظنّ بأنّه حقيقيّ؟ |
Aslında sen kendini zeki olarak görmüyorsun. | Open Subtitles | في الحقيقةِ، إنّكَ لا تظنّ نفسكَ ذكيًّا. |