Ölü anneler, parçalanmış organlar var elimde, ama Yeni bir şey yok. | Open Subtitles | هنا وجدت الأمهات الموتى و الأعضاء المصابة. لكن لا شيء جديد |
Gossip Girl'de 3 saattir Yeni bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء جديد من فتاة النميمة منذ ثلاث ساعات |
Mermi kovanları ve parçaları var bir dolu ama Yeni bir şey yok. | Open Subtitles | حصلتُ على شظايا الرصاص والقضايا لكن لا شيء جديد |
Şehrin bu kısmı için yeni bir şey değil. | Open Subtitles | لا شيء جديد في هذا الجزء من المدينة |
Pekâlâ, bu başlangıç, çoğunlukla, yeni bir şey değil. | Open Subtitles | حسناً،تلك هي البداية غالباً لا شيء جديد |
Yeni değil. | Open Subtitles | لا شيء جديد أَو بؤري |
Yeni bir şey yok, yine eski şeyler. | Open Subtitles | لا شيء جديد فقط نفس الهراء قديم |
Yeni bir şey yok ki. Aynı savaş, aynı suçlar, aynı politikalar. | Open Subtitles | لا شيء جديد, نفس الحرب نفس الجريمة. |
- Hayır, kardeşim. Az önce Unser'la konuştum. Yeni bir şey yok. | Open Subtitles | تحدثت للتو مع آنسير لا شيء جديد , اسف |
Pek de Yeni bir şey yok. | TED | لا شيء جديد هنا |
Rapor edecek Yeni bir şey yok, efendim. | Open Subtitles | لا شيء جديد للذكْر, سيد |
Yeni bir şey yok. Her şey aynı. | Open Subtitles | لا شيء جديد تماماً مثل ذي قبل |
Hep aynı şeyler, Yeni bir şey yok. | Open Subtitles | مشاكلي المعتادة ، لا شيء جديد |
Burada Yeni bir şey yok. | Open Subtitles | "صفر" نادا =لاشيء" لا شيء جديد هنا |
Burada Yeni bir şey yok. | Open Subtitles | "صفر" نادا =لاشيء" لا شيء جديد هنا |
Yeni bir şey yok ama. | Open Subtitles | ولكن لا شيء جديد |
Genişlemiş, ele geçirilmiş, Yeni bir şey yok. | Open Subtitles | ممتلئة, مزاجية, لا شيء جديد |
Ben orada büyüdüm. Benim için yeni bir şey değil. | Open Subtitles | لقد ترعرعت هنا لا شيء جديد بالنسبة لي |
Bu konuda endişelenme. yeni bir şey değil. | Open Subtitles | لاتقلقي لا شيء جديد |
- Evet. - yeni bir şey değil ki. | Open Subtitles | نعم - لا شيء جديد - |
Hiçbiri Yeni değil. | Open Subtitles | كلا لا شيء جديد |