Hiç de değil. Eğer kapıya kadar götürmeniz sorun olmazsa. | Open Subtitles | لا على الإطلاق اذا لم يكن لديك مانع افتح الباب |
- Umarım erken gelmemişimdir. - Hiç de değil. | Open Subtitles | أَتمنى أن لا اكون جئت مبكرا لا على الإطلاق. |
Hayır, hayır, hiç de değil. | Open Subtitles | لا، لا، لا، لا على الإطلاق، لا على الإطلاق. |
- Hiç de bile. Sana bu hediyeyi verme fikri, banliyöde yaşadığın her günü aşma fırsatı ve bir rock yıldızıyla seks yapma hikâyesi sana yıllarca akşam yemeklerinde çok büyük bir üstünlük sağlayacak, işte benim için eğlenceli kısmı burası. | Open Subtitles | لا, على الاطلاق أنا أعطيك هذه الهبة هذه الفرصة لتثيري حياتك البئيسة |
Hiç de bile. Kilise hademeliği ya da bölge papazlığı gibi bir şey. | Open Subtitles | لا , على الإطلاق إنها مثل راعي الكنيسة أو الخوري |
Pek değil. Çıkabilecek bazı sorunlara karşı önceden hazırlık yapmıştım. | Open Subtitles | .لا على الإطلاق لقد أخذت إحتياطى لهذا النوع من الإحتمالات بالتحديد |
Önemli değil, efendim. Kahvaltınızdan zevk alın. | Open Subtitles | شكراً أيضاً مِنْ مراتي لا على الإطلاق سيدي تمتع بفطوركَ |
Hiç de değil Rahatınıza bakın. | Open Subtitles | لا على الإطلاق. رجاءً. إجعلْ نفسك مرتاحَ. |
Hayır, hiç de değil. Sadece onu almak için tüm var umuyoruz. | Open Subtitles | لا ، لا على الإطلاق أنا فقط أتمنى أن تكون كاملة |
Hiç de değil. Söylediklerin çok anlam ifade ediyor. | Open Subtitles | لا على الإطلاق ماقلته أنت يصنع الكثير من المعاني |
Hiç de değil. İlk olarak sigara almakla başlayabilirmiyiz ? | Open Subtitles | لا على الاطلاق يمكننا أن نبدأ من خلال شراء بعض السجائر؟ |
- Hayır, hiç de değil. - Kibarlık olsun diye söylüyor. | Open Subtitles | ـ لا, لا, على الإطلاق ـ هيا إنها تحاول أن تكون لطيفة |
Hiç de değil. Herkes çocuk yapacak diye bir kaide yok. | Open Subtitles | لا على الإطلاق لا يجب على الجميع إنجاب الأطفال |
Hiç de değil. Böylelikle hayatınız boyunca burada bir masanız olabilir. | Open Subtitles | لا على الإطلاق، وقد يهمك أن تعلم أنك حصلت على طاولة هنا لبقية حياتك. |
- Hayır, hiç de değil. - Hayır, hiç de değil, dedi. | Open Subtitles | لا, لا على الأطلاق لقد قال لا على الأطلاق |
Hayır hayır, hiç de değil, gelmen çok iyi oldu. | Open Subtitles | لا، لا، لا على الاطلاق، فمن رهيبة أنكم جئتم. |
Yok. Hiç de bile. Özür dilerim, Anna. | Open Subtitles | لا , على الاطلاق اسف يا آنا , لم اقصد الوقاحة |
Bir gün boyunca bunu gözüme soktuğun halde mi? Hiç de bile. | Open Subtitles | بعد أن أعطيتني إشعارًا قبل 24 ساعة لا على الإطلاق |
Hiç de bile, burada olmayı ben istiyorum. | Open Subtitles | لا على الأطلاق أنا أريد أن أكون هنا |
Elbette değil. Pek çok insan gemiyle yolculuğa çıkar. Elbette ödeyecek paraları olduğu zaman. | Open Subtitles | لا على الإطلاق، كثير من الناس يذهبون اٍلى رحلة بحرية حين يكونوا قادرين على دفع ثمنها |
Önemli değil. Aslında Misa'da bu durumdan memnun. | Open Subtitles | لا على الإطلاق ، ميسا في الواقع لا ترى بأساً في هذا |
Hayır, hem de hiç. Ben böyle büyüdüm. | Open Subtitles | لا على الاطلاق , انا اعنى انها الطريقة التى نشأت بها |
- En ufak bir tahminim bile yok. - Peki ya ne gibi silahları olduğu konusunda? | Open Subtitles | لا على الإطلاق ما الأسلحة التي قد نكون واجهناها؟ |