Bir zamanlar vahşi ses atmosferini işe yaramaz bir ürün olarak değerlendirirdim. | TED | كنت في يوم ما أعتبر المشاهد الصوتية الطبيعيّة لا قيمة لها. |
Senin o sahte cömertliğinin arkasında, işe yaramaz oyuncaklarınla o zavallı çocukları nasıl kandırdığını, tatlı şekerlemelerle onları sarhoş ederken... her şeyin en güzelini hep kendine sakladığını gördüm. | Open Subtitles | نظرت خلال كرمك المزيف و منحك للعب لا قيمة لها و تبقي الأطفال السذج مشغولين بالحلويات السكرية |
Aslında hiçbir değeri yok. | Open Subtitles | :في الواقع لا قيمة لها صندوق مجوهرات صغير |
Çünkü burada hiçbir değeri yok. | Open Subtitles | لأنه لا قيمة لها هنا |
Onun değersiz olduğunu kanıtladınız. | Open Subtitles | لقد أثبت بأنّ لا قيمة لها. |
İyi denemelerin bir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | المحاولات الجيدة لا قيمة لها |
Bana verdikleri işe yaramaz haritalar yerine güvenilir haritalar elde etmek için ondan da fazlasını vermek zorunda kaldım. | Open Subtitles | للحصول خرائط موثوقة لهذه المنطقة لتحل محل الرسوم البيانية التي لا قيمة لها والتي وفروها لي |
eğer çalıştıramazlarsa, arazi bir işe yaramaz neden sabah gitmiyorsun? | Open Subtitles | إذا لم يمكنهم إدارتها الأرض لا قيمة لها لماذا لا نذهب في الصباح؟ |
Senin gibi beş para etmez adamların kefilliği hiçbir işe yaramaz. | Open Subtitles | . ضمانات من القمامة مثلك لا قيمة لها. |
- Defterim sende. - Anahtar kelime olmadan işe yaramaz. | Open Subtitles | لديك المذكرات - لا قيمة لها بدون الشفرة - |
Bu iş tamamiyle sahte ve işe yaramaz. | Open Subtitles | الرزمة الكاملة الوهمية اللعينة , التي لا قيمة لها . |
Beni iyi dinle, Burns. Sahip olduğun paranın ve gücün içerde hiçbir değeri yok. | Open Subtitles | اسمع يا (بيرنز) جميع أموالك ونفوذك لا قيمة لها هنا |
Jeff'in haklı olduğunun kanıtı bu. Bu okulun hiçbir değeri yok. | Open Subtitles | إنه إثبات لكون (جيف) محقاً هذه المدرسة لا قيمة لها |
Onun değersiz olduğunu kanıtladınız. | Open Subtitles | لقد أثبت بأنّ لا قيمة لها. |
İyi denemelerin bir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | المحاولات الجيدة لا قيمة لها |