Evet ama annem Burada değil Kelly'ninki gibi bir vücudum yok. | Open Subtitles | نعم، ولكن أمي لا هنا وأنا لم يكن لديك الجسم مثل كيلي. |
Artık Oliver Burada değil o yüzden böyle davranmayı kesmemiz lazım. | Open Subtitles | حسنا، أوليفر لا هنا بعد الآن، لذلك نحن بحاجة لوقف التظاهر وكأنه هو. |
Burada değil. Burada da değil. | Open Subtitles | ليس هنا و لا هنا |
O çirkin mahkeme işini yeninden alevlendirmeye gelmedim. | Open Subtitles | لا هنا أَنْ أُلهبَ أيّ ذلك عملِ الدعوى القبيحِ. |
Buraya oyun oynamaya gelmedim, D-Roc. | Open Subtitles | لا هنا أَنْ أَلْعبَ الألعابَ، D Roc. |
Bu aslında Ne burada ne orada, sorun şu ki ikisi de aynı anda gerçek olamaz. | Open Subtitles | الجانب الحقيقي لا هنا ولا هناك ما أقصده هو استحالة وجود كلا الجانبين |
Bundan hızlısı yok. Ne burada, ne Amerika'da. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أسرع على الطريق يا سيدي (لا هنا و لا في (أمريكا |
Ekibinin keyfini kaçırmak için burada değilim. | Open Subtitles | لا هنا أَنْ أُزعجَ مركزَ فريقِكَ مِنْ الجاذبيةِ. |
Chico, sana problem çıkarmak için burada değilim ama o kız hakkında her ne biliyorsan ona ihtiyacım var. | Open Subtitles | تشيكو، لا هنا أَنْ أُخرّبَك، لكن مهما تَقدّمتَ تلك البنتِ... أَحتاجُه. |
Burada değil. O Burada değil. | Open Subtitles | ليس هنا و لا هنا |
- Sorun, lütfen. Ama bu gece Burada değil. | Open Subtitles | لكنه لا هنا هذه الليلة. |
Burada değil. | Open Subtitles | لا هنا. |
- Hayır. Hayır, Burada değil. | Open Subtitles | لا، لا هنا. |
Seni öldürmeye gelmedim. | Open Subtitles | لا هنا أَنْ أَقْتلَك. |
Sorun çıkarmak için gelmedim. | Open Subtitles | لا هنا أَنْ أُسبّبَ مشكلةَ. |
Tam bir yalnızlık içinde yaşadık, ne burada, ne orada. | Open Subtitles | "عشنا في وحدة مطلقه, لا هنا ولا هناك" |
Ne burada ne de kamyonda. | Open Subtitles | لا هنا ولا بالشاحنة. |
Senden laf duymak için burada değilim. | Open Subtitles | لا هنا أَنْ آخذَ تغوّطَكَ. |
Kimseyle burada değilim. | Open Subtitles | ماذا؟ أنا لا هنا مع لا أحد. |