Tabii ki, kimin yenilebilir duvar sanatına ihtiyacı yok ki? | Open Subtitles | بالتأكيد، من منا لا يحتاج إلى حائط فني قابل للتغيير |
Bunun nasıl sonlanacağını anlamak için casus olmaya gerek yok. | Open Subtitles | الآن ،الأمر لا يحتاج لمحلل استخبارات لنعرف كيف سينتهي هذا |
sen güçlü, kendine güvenen bir kadınsın sigaraya ihtiyacı olmayan. | Open Subtitles | انتى الان قوية ,امرأة واثقة من الذى لا يحتاج للتدخين |
Diyorum ki insanın keyiflenmesi için ille de alkol ya da uyuşturucu gerekmez. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أن المرء لا يحتاج إلى مخدِّرات أو كحول ليستمتعوا ببعضهم |
Bir dünya üretmek için hiçbir önceden var olan malzemeye ihtiyaç duymaz. | TED | لا يحتاج إلى مواد أولية مسبقًا لخلق هذا العالم. |
İstemediği yada ne bileyim girmesine gerek olmayan bir dersti. | Open Subtitles | فإنه فصل لا يحتاج ولا يريد تدريسه على أي حال |
Daha fazla aktrise ihtiyaç yok mu? - Sen sadece aktris değilsin. | Open Subtitles | ـ لكن لا يحتاج لمزيد من الممثلات ـ أنّكِ لستِ مجرد ممثلة |
Uzun vadede, bu oyunun tek kazananı olmak zorunda değil. | TED | على المدى البعيد، لا يحتاج إلى أن تكون لعبة محصلتها صفر. |
Lucas'ın babaya ihtiyacı yoktu. | Open Subtitles | لوكاس لا يحتاج الى والد لقد كان لديه والد |
Orta seviye müdür maaşıyla üstündeki takımı alamayacığını bilmek için dâhi olmak gerekmiyor. | Open Subtitles | لا يحتاج الأمر لعبقرية كي أعلم بأنه لا يمكنك تحمل تكلفة هذه البدلة براتب الشركة المتوسط |
Nanopatch'in asıl faydası aşıların sıvı olmaması ve soğutmaya ihtiyaç duymuyor. | TED | ميزة مهمة للنانوباتش أن اللقاح يكون بصوره جافة، وحين يكون جاف، فهو لا يحتاج الى تبريد. |
Kim para istemez ki? Kim istemez? Kimin paraya ihtiyacı yok ki? | Open Subtitles | من الذى لا يريد المال، لا يحتاج المال و لديه فواتير ليدفعها |
Programı ele geçirmek için arkadaşının karısını kaçırmaya ihtiyacı yok ki. | Open Subtitles | هو لا يحتاج لإختطاف زوجة صديقه حتى يضع يديه على البرنامج |
Direkt olarak Mabet'e gidiyor. Bunu bilmek için Avcı olmaya gerek yok. | Open Subtitles | انه يؤدي مباشرة الى المعبد لا يحتاج ان تكون صيادا لتعرف ذلك |
- Bunu bilmek için dahi olmaya gerek yok, değil mi? | Open Subtitles | الأمر لا يحتاج لكثير من العقول لتفكر, أليس كذلك؟ |
Sen güçlü, kendinden emin bir kadınsın sigaraya ihtiyacı olmayan. | Open Subtitles | أنتى إمرأة قوية واثقة من الذى لا يحتاج الى سيجارة |
Bu üste suni feromona ihtiyacı olmayan tek insan var. | Open Subtitles | شخص واحد في هذه القاعدة لا يحتاج إلى هرمون اصطناعي |
Bunu bilmesi gerekmez. | Open Subtitles | حول عيون الطفل انه لا يحتاج ان يعرف ما هذا , ماما |
İnsan yuvaya ihtiyaç duymaz, tek istediği bir sığınaktır. | Open Subtitles | الرجل لا يحتاج إلى منزل, كل مايحتاجه هو ملجأ |
Kimsenin bilmesine gerek olmayan şeyleri eşelemekten başka bir şey yapmıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحفرون الأشياء أشياء لا يحتاج أن يعلم عنها أي أحد |
Beni mağazana göz kulak olmak için işe aldın. Ben de oluyorum. Denetlemeye ihtiyaç yok. | Open Subtitles | لقد عيّنتني لرعاية متجرك والان انا ارعاه وهذا لا يحتاج الى أي اشراف |
O bizim bebeğimiz değil. Bizim evimizde kendi odası olmak zorunda değil. | Open Subtitles | إنه ليس طفلنا و لا يحتاج غرفة خاصة في منزلنا |
Daniel'ın bana karşı saldırgan ve sinirli olması için alkole ihtiyacı yoktu. | Open Subtitles | بأن دانييل لا يحتاج للكحول حتى يكون عنيفاً وغاضباً معي |
Sevgilisi olduğunu anlamak için dahi olmak gerekmiyor. | Open Subtitles | والأمر لا يحتاج إلى عبقرية لإدراك بأنها خليلته |
Sahtekar da mı dönüşüm çemberine ihtiyaç duymuyor? | Open Subtitles | المحتال لا يحتاج دائرة التحويل أيضا؟ |
Ayrıca bunun tatlı suya da ihtiyacı yoktur. | TED | وهو لا يحتاج إلى الكثير من الماء العذب. |