"لا يسمحون لي" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin vermiyorlar
        
    • izin vermiyor
        
    Planımı anladılar. Şimdi sana yaklaşmama izin vermiyorlar. Open Subtitles فاكتشفوا خطتي, و الآن لا يسمحون لي بالإقتراب منك
    Planımı anladılar. Şimdi sana yaklaşmama izin vermiyorlar. Open Subtitles فاكتشفوا خطتي, و الآن لا يسمحون لي بالإقتراب منك
    Ama artık zıplamama izin vermiyorlar, çünkü evin çatısına bir çocuğu sıçrattım. Open Subtitles لكنهم لا يسمحون لي باللعب عليه بعد الآن لأني قذفت طفل عنه الى داخل المنزل
    İkinci planda kalmaktan bıktım. Benim konuşmama hiç izin vermiyorlar. Open Subtitles مللت من كوني مجرد وسيلة مساعدة إنهم لا يسمحون لي بالكلام أبداً
    Yapabildiğim en iyi şey, insanları kızdırmak ama bunu yapmama bile izin vermiyor. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أجيده هو إغضاب الناس و لا يسمحون لي فعل هذا
    Onu görmeme izin vermiyorlar çünkü. Open Subtitles وأنهم لا يزالون لا يسمحون لي برؤيته.
    Oraya gitmeme izin vermiyorlar. Open Subtitles إنهم لا يسمحون لي بالدخول هناك
    Dünyaya açılmama izin vermiyorlar. Open Subtitles إنهم لا يسمحون لي بالخروج إلى العالم.
    Hâlâ onu görmeme izin vermiyorlar. Open Subtitles أنهم ما زالوا لا يسمحون لي برؤيتها
    Fakat izin vermiyorlar. Open Subtitles لكنهم لا يسمحون لي ... قبلذهابيللمدرسة
    Hâlâ silah taşımama izin vermiyorlar. Open Subtitles -نعم فعلتُ ذلك، وما زالوا لا يسمحون لي بحمل مُسدّس .
    - Kravat takmama izin vermiyorlar. Open Subtitles -إنهم لا يسمحون لي بإرتداء ربطات العنق
    Görmeme izin vermiyorlar. Open Subtitles أنهم لا يسمحون لي برؤيتها
    - Onu niye görmeme izin vermiyorlar? Open Subtitles لماذا لا يسمحون لي أن اراها؟
    - Var ama oynamama izin vermiyorlar. Open Subtitles - لا يسمحون لي باللعب بها -
    Neden Elise'le olmama izin vermiyorlar? Open Subtitles و لماذا لا يسمحون لي لأكون مع (إليس)؟
    Onu görmeme izin vermiyorlar. Open Subtitles -لا أعرف. لا يسمحون لي برؤيته
    Şahitlere göre bu iki adam patlamadan önce bile arabayı gözetliyormuş. Ve İç Güvenlik onlarla konuşmama bile izin vermiyor. Open Subtitles وفقاً لشهود عيانٍ، كان هذان الرجلان يُراقبلان السيّارة قبل أن تنفجر، وإنّهم لا يسمحون لي بالتحدّث معهما.
    - Ailem makas kullanmama izin vermiyor. Open Subtitles -أهلي لا يسمحون لي بإستخدام المقص

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more