"لا يعرفها" - Translation from Arabic to Turkish

    • bilmediği
        
    • bilir ne
        
    • tanıdığı
        
    • hiçbir yere ait olmayan
        
    İkisinden biri, kimsenin bilmediği yüksek rakamlı bir savaşçının kılıcı. Open Subtitles إنه سيف يعود لمحارب ذو مرتبة متقدمة لا يعرفها أحد
    Bugün sizinle Dünyanın bilmediği şeyler hakkında konuşmak istiyorum Open Subtitles نريد إخبارهم أمورا لا يعرفها أحد في العالم
    Karanlık Lord onu kendisiyle eşit görecek ama o Karanlık Lord'un bilmediği güce sahip olacak. Open Subtitles وسيد الظلام يعتبره مساويا له لكنه سيملك قوة لا يعرفها سيد الظلام
    Sen ve arkadaslarin allah bilir ne kadar zamandir buradasiniz ve sen bir aga... Open Subtitles أنت و قومك هنا منذ مدة لا يعرفها سوى الله
    Güçbela tanıdığı kızla evleniyor olup da arkasındaki arkadaşlarını bir boktan saymayan kim? Open Subtitles هناك رجل سيتزوج فتاه لا يعرفها و يهجر أصدقاءه هل من يفعل هذا شخص ناضج يا "ديفيد"؟
    Bilinmeyen bir kadının cesediydi o sahipsiz, hiçbir yere ait olmayan. Open Subtitles تلك كانت جثة امرأة مجهولة لا يعرفها أحد
    Bu dünyada babanın bilmediği çok şey var. Open Subtitles هناك أشياء كثيرة في العالم لا يعرفها والدك
    Bu dünyada babanın bilmediği çok şey var. Open Subtitles هناك أشياء كثيرة في العالم لا يعرفها والدك
    Yakın dostlarımın bile bilmediği şeyler anlattım. Open Subtitles قلت أشياء هناك حتى أقرب أصدقائي لا يعرفها أعلم
    Ona benimle ilgili kimsenin bilmediği şeyleri anlattım. Ve şimdi ise... benimle beraber olmak istemiyor. Open Subtitles أخبرته بأشياء عن نفسي لا يعرفها أحد تقريبًا والآن..
    Seo Yi Soo'nun Kim Do Jin'in bilmediği anları. Open Subtitles لحظات سيو يي سو التى لا يعرفها كيم دو جين.
    Çünkü hiçbir şey bilmediği konularda krala akıl vererek, krallığa hizmet eden uzmanlar tarafından bize bu söylendi. Open Subtitles لأن من أخبرنا بهذا بواسطة الخبراء الذين يخدمون الملك بالمشورة في أمور لا يعرفها.
    Bu odadaki herkes, diğerlerinin bilmediği bir şeyler biliyor. Open Subtitles لكنها لا تنفع. كل شخص في هذه الغرفة يعرف أشياء لا يعرفها الآخرون هنا.
    Hayır, köyümüz hakkında insanların bilmediği bir sürü şey var. Open Subtitles كلا, هناك الكثير من الأمور التي تتعلق بمديتنا لا يعرفها الناس جيدا.
    Daha tam cam kıvamına gelmedi, ons başına 1800$ alamazsın, hiçkimsenin bilmediği, yalnız benim bildiğim bir filtreleme işlemi daha gerekiyor. Open Subtitles هذا ليس عالي الجودة لن تحصل على 1800 دولار للاوقية ليس قبل ان اخضعه لعملية الترشيح النهائية التي لا يعرفها احد سواي
    Bize Baş Yaşlı'nın her şeyi bildiği söylenmişti. Kimsenin bilmediği şeyleri. Open Subtitles قيل لنا أن رئيسة الراشدين تعرف كل شيء، أمور لا يعرفها أحد غيرها
    Hakkımda bilmediği çok fazla şey oldu. Open Subtitles هناك الكثير من التفاهات التي لا يعرفها عني.
    Bana yardım et ve ben de bilmediği isimleri işin dışında tutayım. Open Subtitles ساعديني، وسأخفي كل هذه الأسماء التي لا يعرفها خارج الأمر
    Kim bilir ne kadar hapiste kalacağız. Open Subtitles سوف نذهب للسجن لفترة لا يعرفها فقط الله
    Mülke giriş izni verebilirim ama bu adamda kim bilir ne tür silahlar var Joe. Open Subtitles يمكنني منحك مذكرة تفتيش ولكن يا (جو)، هذا الشخص مسلح بدرجة عالية بأسلحة لا يعرفها أحد
    Niye Ted yeni tanıdığı bir kıza, benimle ilgili eşcinsel rüyalar gördüğünü yazıyor ki? Open Subtitles لماذا قد يراسل (تِد) إلي فتاة لا يعرفها أنه أحيانا تراوده أحلام شذوذ معي؟
    Bilinmeyen bir kadının cesediydi o sahipsiz, hiçbir yere ait olmayan. Open Subtitles تلك كانت جثة امرأة مجهولة لا يعرفها أحد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more