Sırf daha önce duymuş olman kötü bir tavsiye olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | لمجرّد أنّكِ قد سمعتِها من قبل لا يعني أنّها ليست نصيحة جيّدة |
Evet ama yaklaşmama emri onun katilimiz olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | أجل ، ولكن أمر تقييدي لا يعني أنّها قاتلتنا |
Sırf bunu seçmiş olmanız doğru olduğu anlamına gelmez. Ne senin için ne de onun için. | Open Subtitles | اختياركما لها لا يعني أنّها صالحة لكَ أو لها |
Klaus, Elena'yı hayatta tutmak istiyor olabilir ama bu Rebekah'ın yanında güvende olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | ربّما (كلاوس) يودّ إبقاء (إيلينا) على قيد الحياة، لكن هذا لا يعني أنّها آمنةً مع (ريبيكا). |
Onun da işin içinde olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنّها مشتركة به. |
Walden, hayatının istediğin şekilde ilerlememesi başarısız olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | أتعلم ماذا يا (والدن)، ليس لأَنَّ حياتكَ لم تأخذ المنحى الّذي أردته، فهذا لا يعني أنّها فاشلة{\pos(190,210)}. |
Bu onun almış olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | -هذا لا يعني أنّها سرقته . |